13 Ara FAS
Google’ın bloglara özel bir servisi sayesinde, bloguma arama motorları üzerinden ulaşanların büyük çoğunluğunun, “Fas’a seyahat”, “Fas’a ucuz bilet” gibi cümlelerle arama yaparak ulaştıklarını farkettim ve bu ülkeyle ilgili bir yazı yazmaya karar verdim. İki ay önce, Ekim 2009’da Fas’a yaptığım seyahat sırasında, Faslı arkadaşlarıma ülkelerini çok sevdiğimi ve döner dönmez reklamını yapacağımı söylemiştim, böylelikle bu sözümü de tutmuş olacağım! 🙂
Fas deyince akıllara ilk gelen simgelerden biri develer olunca, biz de binmeden dönmedik!
Neden reklamını yapmayayım ki! Kuzey Afrika’nın en batısında, İspanya ve Cebelitarık Boğazı’nın hemen güneyindeki 33 milyon nüfuslu, tarihi ve doğal birçok güzelliğe sahip, kültürü hem batıya hem doğuya yakın, mistik bir havası olan bu ülke kesinlikle görülmesi gereken bir yer. Yeme-içmenin son derece ucuz olması ve bizden vize istememesi de, özellikle düşük bütçeyle seyahat etmeyi planlayan gençlerimiz için, büyük bir avantaj.
Arkada planda Fas bayrağı… Bir de bütün seyahat boyunca nedense çok ilgimizi çeken ünlü markaların Arapça yazılışlarına örnek olarak Pizza Hut…
Hem artık Fas’a gitmek de çok ucuz. Dubai merkezli Emirates’in, daha ucuza uçmak isteyen müşterileri için kurduğu firması Air Arabia ile gidiş-dönüş vergiler dahil sadece 95€’dan başlayan fiyatlarla, 4,5 saatlik bir uçuş ile İstanbul’dan Kazablanka’ya gidebilirsiniz. Üstüne üstlük uçuş talimatlarından önce, dualar da okuyorlar ve böylelikle güvenli de uçmuş oluyorsunuz! 🙂
4 milyona yaklaşan nüfusuyla Fas’ın en büyük şehri olan Kazablanka’da (Casablanca) binaların büyük çoğunluğu beyaz renkte. Zaten anlamı da İspanyolca’da “beyaz ev”…
Fas’ın ve Kazablanka’nın en önemli simgelerinden bir diğeri olan ve aynı anda 25.000 kişinin namaz kılabilmesine olanak vermesi sebebiyle dünyanın en büyük üçüncü camisi olan II. Hasan Camii, 210 metrelik uzunluğu ile (70 katlı bir bina kadar hemen hemen) dünyanın en uzun minaresine sahipmiş.
Burası da Kasablanka’nın Nişantaşı’sı diyebileceğimiz bir semti. Aynı anda hem batı hem doğu kültüründen izler taşıyan Fas’ta, böyle bir semtin hemen yanıbaşında geleneksel kıyafetleriyle gezinen, gelir durumu daha düşük insanların yaşadığı semtleri görebilirsiniz…
Okyanus kenarında kalamar-bira keyfi. Fas’ta yeme içme çok ucuz. Türkiye’de aynı kalitedeki bir restorana ödediğinizin sadece %50’sini ödüyorsunuz.
Fas’ı en çok sevmemi sağlayan özelliklerinden biri ise, Avrupalılar’ın aksine insanlarının acayip derecede misafirperver ve canayakın olması, özellikle de biz Türkler’e karşı. Bunda da kesinlikle son dönemde Arap dünyasında çok popüler olan, ülkemizde sadece CNBC-e’deki dizileri izlediğini iddia eden kimi insanlar tarafından çok küçümsenen, Türk dizilerinin etkisi büyük.
Rabat’ta, arkadaşımızın evinde kalırken, ailesinin her gün heyecanla takip ettiği, benim daha önce hiç görmediğim Türk dizilerinden biri. Azra Akın var ekranda…
Biz oradayken, aynı anda 9 Türk dizisi vardı Fas’ta yayınlanan. Özellikle kadınlar ve genç kızlar sürekli Türk dizilerini izliyor. Magazin dergilerine benim bile tanımadığım Türk oyuncular kapak oluyor. Bu yüzden de bütün halk Türkiye’yi çok iyi tanıyor. Amerikan filmlerinin ve dizilerinin Türkiye’de yarattığı etki gibi, dizilerin geçtiği bütün mekanları, şehirleri biliyorlar ve herkes Türkiye’ye gelmek istiyor.
Bu konuda, Kıvanç Tatlıtuğ’a da şükranlarımızı iletmek lazım. Kendisi buralarda Muhanned diye tanınıyor, en popüler dizi oyuncumuz. Sayesinde çok ilgi gördük bütün Faslı bayanlardan, gerçi çok güzel değiller ama olsun. Sanki film yıldızı bizmişiz gibi, bol bol resim çektirdiler bizimle sokakta, trende, mekanlarda tanıştığımız kızlar…
Arkadaşımızın teyzesi, anneannesi, ve yaptıkları nefis yemeklerden biri daha. Onlar da Türk dizilerinin hastası, bütün oyuncuları tanıyorlar. Fas’a giderseniz mutlaka tajin ve kuskus yemelisiniz.
Fas’ta evde ve sokaklarda geleneksel kıyafetleriyle gezinen insanların sayısı çok fazla! Biz de haliyle modaya uyum sağlayalım dedik! 🙂
Konaklama olayına gelince, biz misafirperver Faslı arkadaşlarımız ve aileleri tarafından konuk edildik. O yüzden o konuda masrafımız olmadı, ama sizin öyle bir imkanınız yoksa Hostel World‘de, Fas’ta gideceğiniz şehirlerde, kişi başı gecelik 15€’dan başlayan ucuz oteller ve pansiyonları inceleyebilir ve rezervasyon bilgilerine ulaşabilirsiniz.
Rabat’taki Faslı arkadaşlarımız. Onlar da Türkler gibi hemen kaynaşma potansiyeline sahipler…
Atlas Okyanusu’nda yüzdükten hemen sonra, Rabat’ın tarihi semti Udaya’da gezinirken… Bir ara acaba Yunan adalarına mı geldik diye düşünmedik değil!
Marakeş Garı, hem modern hem geleneksel yapısıyla gördüğüm en güzel tren garlarından biriydi…
Rabat’tan Kazablanka’ya giderken, trende yol boyunca gördüğümüz küçük köylerden birisi…
Biz üç şehir gezdik, Kazablanka, başkent Rabat ve Marakeş. Hepsi de birbirinden farklı özelliklere, karakterlere sahip, gezilecek görülecek bir çok yeri olan, gece hayatı da hareketli olan şehirler. Bu şehirler arasında da ucuz ama konforlu trenlerle seyahat ettik. Tren biletleri internet üzerinden alınmıyor, gidip direk istasyondan almak gerekiyor. Son dakika alsanız da yer bulabiliyorsunuz. Kazablanka’dan Marakeş’e 3-4 saatlik keyifli ve konforlu bir yolculuk için ödemeniz gereken tutar ise klimalı 1. sınıf vagonlar için sadece 125 dirhem, yani yaklaşık 25TL.
Marakeş’te bütün binalar, kaldırımlar, hatta otobüsler kızıl renkli. Malum herşey aynı renkte olduğu için insan arada kaybolabiliyor.
Fas’ın gece hayatı da çok hareketli ve güzel.
Biliyorum, şuraya gidin, buraları görün gibi tavsiyeler veren seyahat yazılarından biraz farklı oldu bu yazı, ama genel olarak görüşlerimi aktarmaya ve faydalı olabileceğini düşündüğüm bilgiler vermeye çalıştım. Biz Faslı arkadaşlarımızın da sayesinde, çok ekonomik ama bir o kadar da keyifli bir hafta geçirdik Fas’ta. Umarım sizin için de bu kadar keyifli olur, ama unutmayın, nereye giderseniz gidin, en önemli şey, mutlaka ama mutlaka yerel halkla tanışmak, kaynaşmak, az da olsa sohbet etmek….