RODOS ADASI

Geçtiğimiz Ramazan Bayramı’nda dört kişi atladık Marmaris’ten Yunanistan’ın en büyük dördüncü adası olan Rodos’a gittik. İki gece üç gün kaldık ama yetmedi bize! -) Bizimkisi daha çok deniz, kum ve güneş ağırlıklı bir gezi oldu. Rodos adasının tarihi yerlerini, şehir merkezini çok fazla gezemedik. Ama o plaj senin bu plaj benim gezdik, kale içinin tarihi sokaklarında kaybolduk, lezzetli yemekler yedik, bol bol uzo içtik, güzel sohbetler ettik, çok keyif aldık. Bir daha gidersek daha uzun kalmaya da karar verdik.

rodos

Rodos ekibimiz 🙂

Bu yazıyı büyük annesi İzmirli olan ve Yunanistan’ın Sezen Aksu’su olarak bilinen ünlü Yunan şarkıcı Haris Aleksiu’nun eski bir şarkısı olan O Marmaroménos Vasiliás eşliğinde okumanızı tavsiye ederim. Dinlemek için burayı tıklayın

RODOS’LA İLGİLİ GENEL BİLGİLER

Rodos, Yunan adaları içinde yüzölçümü açısından en büyük dördüncü ada. On İki Adalar’ın da en büyüğü ve merkezi. Nüfusu 115 bin civarında. Antik çağlardan başlayan köklü bir tarihe sahip. Vakti zamanında dünyanın yedi harikasından biri olan Rodos Heykeli’ne ev sahipliği yapmış. Romalılar, Hospitalier Şövalyeleri, Osmanlılar ve İtalyanlar tarafından yönetilmiş. Birçoğumuz Rodos’u Osmanlının çöküşünden beri Yunan toprağı sanıyoruz ama aslında öyle değil. Kanuni Sultan Süleyman Rodos’u fethettikten sonra Rodos 390 yıl boyunca, yani 1912 yılına kadar Osmanlı yönetiminde kalmış. 1912’de adayı İtalyanlar işgal etmiş ve 1947 yılında Yunanistan’a devredene kadar yönetmişler.

rodos-sahil

Rodos’a ayak basınca ilk dikkati çeken şey sahil boyunca uzanan kale surları ve surların arkasındaki cami minareleri oluyor. Malum Osmanlılar önce Fatih Sultan Mehmet döneminde fethetmeye çalışmıştı Rodos’u ama ancak torunu Kanuni Sultan Süleyman döneminde alabilmişti. Surları görünce buranın neden zor fethedildiğini hemen anlıyor insan!

rodos-kaleici-kapi

Kale içine açılan bir kapı

Yunan adalarının birçoğunda Türk nüfus yok iken, Kos ile birlikte Rodos’ta hala oralı Türkler mevcut. Bunun sebebi de, 1923’te Türkiye Cumhuriyet’i kurulduğunda, Yunanistan ile yapılan mübadeleden Rodos’un İtalyan toprağı olduğu için etkilenmemesi. Adada kalan Türkler, 1947’de Yunan vatandaşı olmuşlar ama 1971’de Heybeliada Ruhban Okulu kapatılıp 1974’te de Kıbrıs Harekatı yapılınca Türk nüfus üzerinde baskı artmış ve Rodoslu Türklerin çoğu Türkiye’ye ya da Avrupa ülkelerine göç ettikleri için nüfusları çok azalmış. Günümüzde sadece 3500 kişi kalmışlar. Sayılarının az olmasına rağmen adada gezinirken sıkça rastlanıyor kendilerine. Ben Rodoslu Türkler, Kıbırıslılarınkine yakın bir aksanla Türkçeyi konuşurlar diye düşünüyordum ama daha çok İstanbul Türkçesi gibi konuşuyorlar. Dizilerin etkisi büyük tabii. Zaten adadaki Yunanlar da Türk turistlerle konuştukları birkaç kelime Türkçeyi dizilerden öğrenmişler hep.

rodos-genel-manzara

Rodos’un genel görünümü… Arka planda da Marmaris’in dağları…

Rodos çok güzel bir ada. İnsanı rahatlatan, mutluluk veren, içini ısıtan ada havası limandan çıkar çıkmaz hemen hissediliyor. Berrak denize girmek, lezzetli yemekler yemek çok güzel şeyler. Rodos’ta ikisi de yapılabiliyor. Ama Rodos, gittiğim Yunan adaları içinde, bana Yunan adası hissiyatını en az veren ada oldu. Bunda adanın Akdeniz’de olması ve tarihi kale içinin mimarisinin tipik Türk mimarisi olması etkili olabilir ama bence en büyük sebebi adanın çok fazla turistik olması. Hem yabancı hem de Türk turisti çok fazla.

rodos-sokak-archiepiskopou-efthymiou

Rodos’ta kale içinin tipik Türk mimarisi

rodos-sokaklari

Eğer size bu fotoğrafta nerede olduğumu söylemeseydim, Rodos yerine kesin Türkiye’de bir yerlerde olduğumu düşünürdünüz 🙂

Rodos halkına gelecek olursak, ilk dikkatimi en çok çeken şey, kiminle konuşursak konuşalım çok esprili ve eğlenceli insanlar olmaları oldu. Herkes çok mutlu, çok neşeli. Rodoslu Yunanların çoğunun da kökeni Anadolu. Konuştuklarımız arasında annesi babası Antalyalı olan da vardı Aydın’ın Koçarlı ilçesinden olan da. Aynen biz Türkler gibi çok da sıcakkanlı ve misafirperverler. Bir akşam sokak aralarında gezerken üç amcaya denk geldik kapılarının önünde ziyafet çeken. Selamlaştık, bildiğimiz Yunanca kelimeleri söyledik, biri de “ahtapodi”ydi. “Ahtapot” dediğimizi duyunca hemen önlerindeki ahtapottan birer parça bize de yedirdiler! 🙂

rodos-amcalar

İşte bize ahtapot ikram eden amcalar. Sol baştaki Yorgos, diğer ikisi Mikas.

rodos-kutlama

Bunlar da dini bir törene katılan Yunan teyzeler. Siyah elbiseleri sizin de dikkatinizi çekmiştir. Birçok Yunan adasında kadınların baştan aşağıya siyah giyinmesi, kocalarını kaybettikleri anlamına geliyor. Oradayken sormak aklıma gelmedi ama sanırım Rodos’ta da aynıdır durum.

RODOS’UN EN İYİ PLAJLARI

Rodos seyahati bizim için deniz ağırlıklı oldu demiştim. Gerçekten de çok iyi plajları var. O yüzden gezilecek yerlerden önce Rodos’un plajlarını anlatmak istiyorum! -) Adanın batısı çok rüzgar aldığı için denizi dalgalı. Dolayısıyla en güzel plajların hepsi Rodos’un doğusunda yer alıyor.

AGİOS PAVLOS KOYU

Burası kesinlikle Rodos’ta hepimizin en sevdiği plaj oldu. Biz maalesef son güne bıraktık, o yüzden çok kalamadık ama pişman olduk, siz öyle yapmayın. Agios Pavlos Koyu, Rodos şehir merkezine 50-55 km mesafedeki Lindos’ta bulunuyor. Ama yollar diğer Yunan adaları gibi virajlı değil, dümdüz. Yol yaklaşık 1 saat sürüyor ama o kadar yola kesinlikle değiyor. Zira ördüğüm en temiz, en berrak sulardan birine sahip, üstelik kapalı bir koy olmasına rağmen.

rodos-agios-pavlos-plaji

Agios Pavlos Koyu ismini, fotoğrafta sağda gördüğünüz küçük beyaz kiliseden alıyor.

rodos-agios-pavlos

Agios Pavlos’un işletmesi de gayet iyi. Doğayla uyumlu. Şemsiyeleri hasır. Ama küçük olduğu için yer bulmak zor oluyor.

rodos-agios-pavlos-st-john

Biz öğlen saat 12’ye doğru gittik ve gittiğimizde boş şezlong yoktu. O yüzden bu fotoğrafta en solda yer alan beyaz renkli, plajın tek suit locasını kiraladık, havamız oldu! İki kişilik süit ücreti 25 Euro. Normal şezlonglar 5 Euro. Eğer tüm gün kalınacaksa süite bu parayı vermeye değer de artar bile.

rodos-agios-pavlos-plaj

Suya ilk girişimizde 1 saatten fazla kaldık, bir türlü çıkamadık, canımız hiç çıkmak istemedi. Koyun ortasına kadar yüzdük. İnsana sürekli şükretme hissi veren doğal güzelliklerden birisi. Tadı damağımızda kalarak ayrıldık. Bir dahakine ilk geleceğimiz plaj burası olacak.

rodos-agios-pavlos-deniz

Bu arada Agios Pavlos, Ayos Pavlos diye okunuyor. İngilizler buraya St. Paul’s Bay diyor. Bu arada biz denizdeyken çok komik mi desem, itici mi desem bir olay geldi başımıza. Maum bayram dolayısıyla her yerde olduğu gibi Agios Pavlos’ta da çok fazla Türk vardı. Ama biz garip bir milletiz, hepimiz kendimizi en cool, en artist, en görgülü sanıyoruz ya, başka Türkleri görünce de “Off burada da ne kadar çok Türk varmış” diyoruz. Kaç kişiden duyduk bunu. İşte biz bu sularda yüzerken, yanımızdan geçen bir çift de sanırım duymayacağımızı sanıp “Şunlar Türk galiba, Türkçe konuşmayalım da bizim de Türk olduğumuzu anlamasınlar, muhatap olmayalım” dediler! Zira biz de zaten onları yemek için fırsat kolluyorduk! 😀

ANTHONY QUİNN KOYU

Anthony Quinn Koyu, Rodos’un merkezine 17-18 km uzaklıkta yer alan, küçük, kayalık bir koy ama görüntüsü, özellikle de yukarıdan bakınca enfes. Açık turkuazdan yeşile kadar değişken bir şu rengi var. Plajı da denizin için de hem kum hem de küçük taşlı.

rodos-anthony-quinn-plaji

Koyun ismi neden Anthony Quinn diye merak ettiniz muhtemelen! -) Anthony Quinn, 1961 yılında Rodos’ta çekilen Navaron’un Topları filminde oynarken bu plaja ilk görüşte aşık olmuş. Yunan hükümeti de plajı Anyhony Quinn’e hediye etmiş. O günden beri plaj ve koy onun ismiyle anılıyor. Ama 1984 yılında Yunan hükümeti koyu tekrar geri almış kendisinden. Anthony Quinn’in mirasçıları ile Yunan hükümeti arasında bu konudaki davalar hala devam ediyormuş.

rodos-anthony-quinn

Anthony Quinn Koyu, çok popüler ve kalabalık olduğundan suyun giriş kısmı biraz bulanık. En güzeli, fotoğrafta en sağda gördüğünüz, plajın tam ortasında bulunan kayalıklara çıkıp çıkıp oradan suya atlamak. Hem su temiz hem de atlamak eğlenceli.

rodos-anthony-quinn-plaj

Plajda şezlong ücreti de 4 Euro. Yukarıda da küçük bir tavernası var plajın.

LADİKO PLAJI

Ladiko Plajı, Anthony Quinn Koyu’nun komşu koyu. Birbirlerine çok yakınlar. Rodos şehir merkezinden 15 dakikada gidiliyor. Tıpkı Anthony Quinn gibi plaj kum ve küçük taş karışımı, ama su, özellikle de biraz ilerleyince enfes, tertemiz.

rodos-ladiko-plaji

Ladiko Plajı

rodos-ladiko

Ladiko, bizim ilk gittiğimiz plaj oldu, dolayısıyla sıcaktan da bunaldığımız için plaja gider gitmez anında suya atladık. O kadar iyi geldi ki anlatamam. Ege olsun, Akdeniz olsun, muazzam yerler. Çok şanslıyız bu coğrafyada yaşadığımız için.

rodos-ladiko-plaji-aksam

Ladiko Plajı akşamüstü ayrı keyifli oldu. Bildiğiniz kalkamadık şezlonglardan! Bu arada şezlong ücreti almadılar.

rodosta-ne-yenir

Ladiko’nun restoranı da gayet ucuz. Tek eksisi Yunan adalarında yaygın olan ahşap masa ve sandalyelerin yerine burada plastik kullanılması.

LİNDOS PLAJI

Lindos Plajı, adı üstünde Lindos’ta yer alıyor. Küçük bir koy. Plajı kum, manzarası da çok güzel, hem denizin içinden hem de dışından. Suyun rengi hafif yeşilimsi ve diğer plajlara göre daha serin ki çok severim. Plaj boyunca beach barlar da var.

rodos-lindos

Lindos beyaz evleri ve kalesiyle ünlü, 3.000 küçük nüfuslu küçük bir kasaba. Kalesi 14. yüzyılda Aziz Yuhanna Şövalyeleri tarafından eski Bizans kalesinin kalıntıları üzerine inşa edilmiş. Biz kasabaya girmedik, yemek yiyip direkt plaja indik.

rodos-lindos-plaji

Lindos Plajı, kasabanın hemen aşağısında yer alıyor.

rodos-lindos-plaj

Öğleden sonra gittiğimiz için olsa gerek, Lindos Plajı’nda bizden şezlong ücreti almadılar. Plajın 10 metre yukarısında ücretsiz park yeri de var.

rodos-taverna-dimitri-lindos

Lindos’ta denize girmeden önce koya yukarıdan bakan Dimitri’s Garden’da yemek yedik. Yemekler iyi ama manzarası mükemmel. Sırf onun için bile gidilir.

TSAMBİKA PLAJI

Tsambika, upuzun, kumlu bir plaj. Plaj boyunca sıra sıra beach barlar, barlara ait şezlonglar var ve su sporları merkezleri var. Denizi de güzel ve tertemiz. Ben küçük koyları sevdiğim için çok bana göre değil ama tipik bir Türk turistin en seveceği plaj burası olabilir. Zira plajı kum, şezlongları, şemsiyeleri ve bir şeyler atıştırılabilecek, içilebilecek mekanları var.

rodos-tsambika-beach

Tsambika, Çambika diye okunuyor. Plaj tamamen kum ama Çeşme gibi beyaz değil altın kumlu.

rodos-tsambika-plaj

Tsambika’nın manzarası denizin içinden daha güzel. O yüzden üşenmedim, telefonumu alıp gittim, sizin için denizin içinde özçekim yaptım!

rodos-tsambika

Şezlong ücreti 4 Euro. Sanırım Rodos’ta 4 Euro’yu fiks fiyat yapmışlar.

rodos-tsambika-plaji-turistler

İstemiyorsanız eğer, Tsambika’da şezlong kullanmak zorunda değilsiniz. Bu turistler gibi havlunuzu serip güneşlenebilirsiniz.

rodos-tsambika-pjali-bar

Plajda güneşlenmek kadar doğayla uyumlu bir görüntüye sahip bu barlarda oturmak da keyifli…

RODOS’TA GEZİLECEK YERLER

Biz her ne kadar vaktimizi daha çok plajlarda geçirsek de, Rodos gezilecek yerler açısından zengin bir ada. Tabii ki gezilecek yerlerin başında adanın tarihi bölgesi, yani kale içi geliyor. Tarihi binaları, küçücük meydanları çok güzel ama en güzeli dar sokakları. Kale içinde yapılacak en iyi şey de sokaklarında kaybolmak zaten. Rodos’taki görülecek yerlerin hemen hemen hepsi de kale içinde yer alıyor.

rodos-sokak-archiepiskopou-efthymiou-2

Kale içi sokakları… Rodos’un tarihi bölgesine ben kale içi demeyi tercih ediyorum ama nedense bizim Türk yazarların ya da turistlerin gezdikleri yerlerin isimlerini İngilizce söyleme tutkusu var. Mesela bu tarihi bölgeye hep “old town” diyorlar. Ama Yunanlar oraya “old town” değil Yunancasıyla “palia poli” diyorlar. Eğer illa yabancı dilde söyleyeceksek orijinalini söyleyelim ya da Türkçe “eski şehir”, “tarihi merkez”, “tarihi bölge” veya “kale içi” gibi kavramlardan birini kullanalım lütfen!

rodos-sokak-perikleous

Kale içinde en güzel yerler, kanımca turist kalabalığının olmadığı bu ara sokaklar. Gündüzleri böyle boş ama akşamüstü hava serinleyince amca ve teyzeler de kapı önüne çıkıyor. Onlara selam vermeyi unutmayın.

rodos-sokak

Ara sokaklardaki kapıların önünde oturup sohbet etmek de ayrı zevkli…

rodos-sokak-pithagora-gece

Geceleri kale içindeki bazı sokaklar ıssız oluyor ama korkmaya hiç gerek yok, zira Rodos da diğer Yunan adaları gibi oldukça güvenli. Hatta çift olarak bu sokak aralarında dolaşmak gayet romantik olabilir.

Rodos’ta kale içinde birbirine yakın iki küçük meydan var. Birisi Evreon Martiron Meydanı, diğeri de Hipokrat Meydanı. Hipokrat, şehrin ana meydanı. Gündüz, gece, her daim hareketli. Turistler her yerde. Meydanın devamındaki Sokrates Caddesi ise Osmanlı döneminde olduğu gibi bugün de Rodos’un ana alışveriş caddesi. Çarşısının Marmaris ve Bodrum’un çarşılarından bir farkı yok. Hem restoran hem de dükkan çalışanları durmadan “Gel abi” diye Türkçe ya da İngilizce çağırıyorlar insanı. Ama Sokrates’e açılan sokaklar hem çok sakin hem de çok güzel. Rodos’ta tabii ki Osmanlıdan kalma çok fazla eser de var. Bunlardan kırmızı boyalı Süleymaniye Camii, Sokrates Caddesi’nin sonunda yer alıyor. 1793 yılında kurulan ve dünyanın dört bir yanından toplanan el yazması eserleri barındıran Hafız Ahmet Ağa Kütüphanesi de hemen Süleymaniye Camii’nin karşısında yer alıyor.

rodos-evreon-martiron-meydani

Evreon Martiron Meydanı ve beni benden alan ağaçları

rodos-hipokrat-meydani

Hipokrat Meydanı ve hiç sevmediğim turist kalabalığı

rodos-hipokrat-meydani-gece

Hipokrat Meydanı’nda merdivenli bir yapı var, turistler akşamları orada oturup, içkilerini içip sohbet ediyorlar. Gayet keyifli görünüyor.

rodos-sokrates-caddesi

Sokrates Caddesi ve arka planda Süleymaniye Camii. Kim der burası Yunanistan diye? 🙂

rodos-hafiz-ahmet-aga-kutuphanesi

Hafız Ahmet Ağa Kütüphanesi saat 09-00’dan 15-00’e kadar açıkmış, biz o saatlerde plajlarda olduğumuz için gezemedik, siz gezin.

Rodos’ta ondan fazla camii var aslında. Ama ibadete açık olan tek cami, Kanuni Sultan Süleyman’ın Rodos’u fethinin ardından Pargalı İbrahim Paşa tarafından 1530 yılında yaptırılmış olan İbrahim Paşa Camii. O da sadece öğlen namazlarında ya da dini günlerde hizmet veriyor. Saat Kulesi de dikkat çeken bir Osmanlı yapısı. Kale içinde Türk eserleri dışında Rodos Arkeoloji Müzesi, Hospitalier Şövalyeleri’nin yönetim merkezi olarak kullandığı, tarihi 14. yüzyıla dayanan Büyük Üstatlar Sarayı ve Şövalyeler Caddesi de mutlaka görülmesi gereken yerler arasında. Bir de tek katlı, sıra sıra dizilmiş Girit Evleri var. Girit Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılınca, oradan Rodos’a göç eden Türklerin yerleştirildiği. Havaalanı yolu üzerindeymiş ama çok istememize rağmen görme fırsatımız olamadı. Bu evlerde hala Rodoslu Girit göçmeni Türkler yaşıyormuş.

rodos-ibrahim-pasa-camii

Rodos İbrahim Paşa Camii

rodos-ibrahim-pasa-camii-ramazan-bayrami

Bayram sabahı, İbrahim Paşa Camii’nde bayram namazına gittim. Ben gittiğimde henüz kimse yoktu ama namaz saatinde kalabalık oldu. Rodoslu Türklerle birlikte adada yaşayan Pakistanlı, Hintli ve Afrikalı Müslümanlar da vardı. Tabii ki hoca Türkçe vaaz verdi. Rodos’ta bayram namazını kılabiliyor olmak güzel bir duygu.

rodos-buyuk-ustadlar-sarayi

Solda Süleymaniye Camii’nin minaresinin hemen arkasında Saat Kulesi var. Sağdaki kale de Büyük Üstatlar Sarayı.

RODOS’UN EN İYİ RESTORANLARI VE GECE HAYATI

Rodos başından beri belirttiğim gibi çok turistik bir ada. Turistlerin en yoğun olduğu bölge de kale içi. Dolayısıyla adadaki taverna ve restoranların büyük bir kısmı da kale içinde ve turistlerin hemen hepsi de buradaki restoranlara gidiyorlar. Ama Rodos’ta konuştuğumuz Yunanlar da, oralı Türkler de en iyi restoranların kale dışındakiler olduğunu söylediler. Kale içindekilere pek gitmiyorlarmış, dolayısıyla biz de onlara uyup tavsiye ettikleri restoranlara gittik.

Restoran isimlerine gelmeden önce Rodos’ta ne yenir sorusuna cevap verelim. Benim için bir klasik. Tüm Yunan adalarında mutlaka ahtapot, kalamar, karides, Yunan salatası, çeşitli mezeler, bazen balık yiyorum, yanında gündüzleri Yunan birası, geceleri de uzo içiyorum. Yemeklere ortalama kişi başı 15 Euro ödeniyor. Eğer birkaç kişi ya da kalabalık gittiyseniz, en güzeli canınızın istediği her şeyi ortaya söyleyip bölüşmek zaten.

Bu arada şu farkı da anlatmak lazım. Taverna deyince bizim aklımıza genelde canlı müzik olan, dans edilen restoranlar geliyor. Ama durum öyle değil. Yunanistan’da sıradan restoranlara taverna deniyor. Arka planda hafif sesle Yunan müzikleri çalıyor genelde, canlı müzik varsa da dans edilmiyor. Onun için ayrı mekanlar var. İkisinin birlikte olduğu yerleri görürseniz bilin ki turistler için olan mekanlardır. Bir de Yunanlar genellikle gece saat 10’a doğru yiyorlar yemeklerini. Daha erken giderseniz ya boştur ya da turistler vardır genellikle tavernalarda.

Gelelim restoranlara. Birkaç Yunandan aldığımız tavsiye üzerine ilk akşam Paragadi diye bir balık lokantasına gittik. Şehrin biraz dışında. Yürüyerek gitmek zor olabilir. Özellikle ızgara ahtapotu bugüne kadar yediklerim arasında en iyilerinden birisiydi.

rodos-taverna-paragadi

Paragadi

İlla kale içine gitmek istersek nereye gidelim sorusuna Alexis ya da Kostas cevabını aldık. Bizim kaldığımız sokakta olduğu için Kostas’ı tercih ettik. Bir aile işletmesi. Dışarıda masa sandalyesi olmadığı için öyle her önüne gelen turistin gittiği bir yer de değil. Sadece bilenler ya da Yunanlar gidiyor. Bir de dekoruyla ilgimizi çeken Romios var ama sadece iki gecemiz olduğu ve gündüzleri de plajlarda yemek yediğimiz için ona da gidemedik.

rodos-taverna-kostas

Kostas

rodos-taverna-alexis

Alexis’te yiyemedik biz ama Kostas’taki yemekten sonra yürüyüşe çıkınca şans eseri önünden geçtik. Gayet güzel görünüyordu ama fiyatları da diğer mekanların neredeyse iki katı ama anlatılanlara bakılırsa değer mi değer. Bir dahakine gideceğiz inşallah.

rodos-romios-restaurant

Romios

Rodos merkezde bir de sırf terasını merak ettiğimiz için kahvaltıya gittiğimiz Minos Pansiyon var. Kahvaltıda peynirli omlet yedik, çok lezzetliydi. Ama ondan ziyade buraya manzarası için gitmek lazım. Sanırım kale içinin en yüksek binası zira deniz yönünde önünde hiçbir bina yok, her yer görünüyor. Kahvaltıya olmasa bile akşamüstü bir kahve ya da bira içmeye de gidilebilir.

rodos-minos-pansiyon-manzara

Minos’tan kale içi, deniz ve Marmaris manzarası

Tavernalarda canlı müzik yok, dans edilmiyor dedim. Peki bu Yunanlar bu ihtiyaçlarını nerede gideriyorlar. Onu da öğrendim. Kale dışında Astra diye bir mekan varmış, canlı klasik Yunan müziği, uzo, dans edenler. Gidemediğimiz yerler arasında ama içimde kaldı. Bir dahakine mutlaka gideceğim.

Şimdi bir de yeme içmeyle ilgili bir tavsiyede bulunacağım. Eskiden hiç aklıma gelmiyordu, yeni akıl etmeye başladım. Ben bu Yunanların peynirine, özellikle de zeytinine bayılıyorum. Artık adalardan dönmeden önce mutlaka alıyorum. Sadece onları değil biradan uzoya ve hatta abur cubura kadar her şeyi alıyorum. Feribotla gidip gelindiği için taşıması da sıkıntı olmuyor. Rodos’ta da Alman menşeili ucuzluk süpermarketi Lidl var. Dönmeden önce uğramanızı tavsiye ederim.

RODOS’TA İŞİNİZE YARAYACAK BAZI YUNANCA KELİMELER

Merhaba – Yasu/Yasas
Günaydın / İyi günler – Kalimera
İyi akşamlar – Kalispera
İyi geceler – Kalinihta
Teşekkürler- Efharisto
Çok teşekkürler – Efharisto poli
Bir şey değil/Lütfen – Paragalo
Türkiye – Turkia
Yunanistan – Ellada
Evet – Ne
Hayır – Ohi
Şerefe – Yamas
Ahtapot – Ahtapodi
Kalamar – Kalamari
Karides – Ğarides
Çipura – Çipura
Sardalya – Sardalle
Meze – Mezes
Cacık – Cacıki
Peynir – Tiri
Zeytin – Elya
Su – Nero
Buz – Pagos
Bira – Bira

RODOS’A NASIL GİDİLİR?

Rodos’a Marmaris, Fethiye ve Bodrum’dan feribotla gidiliyor. İstanbul’dan da yerli bir havayolu şirketinin yaz aylarında direkt uçuşları var.

Biz Marmaris’ten geçtik. Marmaris-Rodos feribotu Netsel Marina’nın 100 metre ilerisindeki Marmaris Limanı’ndan kalkıyor. Feribot seferleri düzenleyen tek firma var, ismi Yeşil Marmaris. Rodos’a gidiş dönüş ücreti olarak 63 Euro alıyorlar. Tekel oldukları için olsa gerek, fahiş bir fiyat koymuşlar. Bahaneleri de liman vergisinin yüksek olması. Diğer Türk sahil kasabalarından Yunan adalarına gidiş dönüş bilet fiyatları genellikle 20-30 Euro civarında. Bu arada Rodos’a gitmişken, eğer yeterli vaktiniz varsa diğer bir Yunan adası olan Simi’ye 25 Euro’ya gidip gelebilirsiniz.

marmaris-limani

Yeşil Marmaris firmasına ödenen yüksek ücrete rağmen check-in kontuarlarına sadece iki görevli koymuşlar bayram gibi yoğun dönemde. Dolayısıyla upuzun bir kuyruk vardı. Bu arada bu kadar vergi alındığı söylenen limanda döviz bürosu yok, bankamatik de yok. Otopark ücreti 15 TL ama nedense anahtar da bırakılması gerekiyor. Zaten yer yoktu, biz günlük 20 TL’ye yandaki Netsel Marina’ya bıraktık.

marmaris-rodos-feribotu

Rodos’a bu feribotla gidiliyor. Yol yaklaşık bir saat sürüyor. Rodos’ta varışta, gümrükte Yunan polisi pasaportlarda KKTC damgası var mı diye tek tek incelediği için orada da kuyrukta uzun süre bekleniyor.

YUNAN ADALARINA KAPIDA VİZE

Malum Yunanistan’a gitmek için Schengen vizesi gerekiyor. Ama Yunanistan’ın birkaç yıldır yaz aylarında Türkiye’ye yakın olan altı adaya (Midilli, Sakız Adası, Samos, Kos, Rodos ve Meis) gidecek olan Türk vatandaşlarına kapıda vize veriyor. Ama Yunan adalarına kapıda vize uygulaması ile ilgili olarak, acentelerin de bu yönde yönlendirmelerinin sonucu birçok yanlış bilgi var.

Öncelikle kapıda vize ücreti 35 Euro. Vize için gerekli olan belgeler ise doldurulmuş Schengen vize formu, pasaport, iki fotoğraf, seyahat sigortası, gidiş-dönüş feribot bileti ve eğer konaklanacak ise otel rezervasyonunun çıktısı.

Acenteler, müşterilerden para kazanmak için başvurunun yalnızca kendileri üzerinden ve iki gün önce yapılması gerektiğini söylüyorlar ve hatta feribot biletini satmak istemiyorlar. Tamamen yanlış bilgi. Adalara varışta kendiniz vizenizi alabiliyorsunuz, böylelikle acentalara ekstra 20-30 Euro ödemekten ve onların yaptığı pahalı otel rezervasyonlarından kurtuluyorsunuz.

Peki kapıda vizenin geçerlilik süresi ne kadar? Genellikle çift girişli ve 15 gün süreli veriliyor. Ama hatırlatmakta fayda var. Bu bir Schengen vizesi değil. Bu vizeyle yalnızca Türkiye’ye yakın olan, yukarıda belirtmiş olduğum adalara gidebilirsiniz.

RODOS’TA ARABA KİRALAMA

Rodos’u istediğiniz gibi gezebilmek için en iyi yöntem araba kiralamak. Feribottan inip limandan çıkınca, tam karşısında araba kiralama şirketleri var. Araba kiralamak isteyen herkes direkt oraya yöneliyor. Biz de fiyat öğrenme amaçlı olarak önce oralara gittik. Hyundai i10 için bize verdikleri fiyat 2 gün için 130 Euro’ydu. Tabii ki kiralamadık. Çok uzakta değil, hemen sağında, limanın çapraz karşısında bulunan Kydon Tours’a gittik. Önce sahibi Eleni ve orada çalışan Vasilis ile güzel bir sohbet ettik. Eleni’nin annesi Meisli, babası Antalyalıymış. Tam bir Türkiye aşığı. Bize aynı arabayı 80 Euro’ya verdiler. Size de oradan kiralamanızı tavsiye ederim.

Bu arada diğer ülkelerde, özellikle de İtalya’da araba kiralandığında, araç geri verilirken aracın her yerine didik didik bakıp bir masraf çıkarmaya çalışırlarken, Rodos’ta eğer ofiste olmazsak arabayı ofisin önüne bırakın, anahtarı da lastiğin üzerine koyun diyorlar! 😀 Gel de sevme şimdi bu Yunanları.

RODOS OTELLERİ

Biz Rodos’a gitmeye son dakika karar verdiğimiz için kale içindeki otellerde yer kalmamıştı. O yüzden ev kiralayalım dedik ama onu da zor bulduk ama güzel ev bulmuşuz. Kale içinin en güzel sokaklarından biri olan Pythagora’da kendi avlusu olan bir evde kaldık. Avluya bakan balkonumuz tam keyif yapmalıktı. Evin tek dezavantajı banyosunun küçük olmasıydı ama onu da hiç sorun etmedik. Bayram dönemi olmasına rağmen iki gece için toplam 800 TL ödedik. Dört kişiydik, yani kişi başı gecelik 100 TL sadece. Eğer siz de aynı evde kalmak isterseniz, buraya tıklayarak rezervasyon yaptırabilirsiniz. 

rodos-sokak-pithagora

Burası bizim kaldığımız evin sokağı, hatta kapının hemen önü. İnsan sabah uyanıp sokağa çıktığında böyle bir manzara görünce mutlu oluyor.

rodos-konaklama

Nedense evin ve de avlunun fotoğrafını hiç çekmemişim ama neyse ki böyle bir fotoğraf çekmiştim balkondan, hoşuma gitti, ev niyetine bunu kullanayım dedim. 🙂 Biz üst kattaki evde kaldık. Aynı avlu içinde yine bizim ev sahibine ait iki farklı evde Alman, Amerikalı ve İngiliz kızlar kalıyordu. 20 yaşlarında çok neşeli bir ve güzel bir gruptu.

Ev sahibimiz Hristos’un aynı zamanda yürüme mesafesinde Hotel Saint Michel isminde bir oteli de var. Ev güzel olduğuna göre otel de çok iyidir diye düşünüyorum. Zaten baktım, 8.6 puan almış booking.com’da. Hristos çok da iyi bir adam. Ne sorsak yardımcı oldu sağolsun, güzel tavsiyeler de verdi bize.

rodos-otelleri

Hotel Saint Michel

Diğer Rodos otel tavsiyelerine gelirsek, hepsi de yine booking.com’da 9’un üzerinde puanlar almış olan In Camera Art Boutique Hotel, Kókkini Porta Rossa ve Mystic Hotel’e göz atabilirsiniz.

rodos-agac

In Camera Art Boutique Hotel

 

INSTAGRAM: @orcundalarslan

 

ŞU YAZILAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:

KOS

MEİS

SAMOS (SİSAM ADASI)

ATİNA