25 Eyl AMERİKA’DA TREN, OTOBÜS VE UÇAK
Malum bu blogu yazmamın öncelikli amacı Türk gençliğine, seyahat etmenin gerçekten istedikten sonra, çok kolay ve ekonomik olduğunu anlatabilmek ve onları gezip görmeye (yazmaya değil, yazma kısmı bana ait, ona göre) teşvik etmek.
Ama Türk gençliği sadece Türkiye’de yaşamıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde okuyan 15 bine yakın Türk öğrenci var. Binlercesi de her yaz, Amerika’da önce çalışma, sonra da gezme imkanı tanıyan bir program olan Work and Travel‘la ABD’ye gidiyor ama genellikle gezme kısmını pek yapamadan dönüyor. Üniversite öğrencilerinin birçoğu da genellikle okudukları eyaletin dışına çıkmıyor. Zira okul parası, günlük giderler derken ailelerine yeterince yük oldukları için seyahat masrafından kaçınıyorlar. Öğrencilerin de kimisi burslu olduğu için yine seyahate nakit ayırmakta zorluk çekiyor ama bilmiyorlar ki aslında Amerika içinde de seyahat etmenin ekonomik yolları mevcut.
ABD’ye 2008 sonunda gittim. Kara, hava ve tren yollarını kullanarak epeyce gezdim. Deneyimlerim ve sizler için yaptığım araştırmalar sonucu buyrun küçük Amerika seyahat rehberi:
INSTAGRAM: @orcundalarslan
TREN
AMTRAK – 46 eyalette 500 noktaya ulaşım sağlıyor.
Amtrak, ABD’nin yolcu taşımacılığı yapan tek demiryolu şirketi ve tıpkı bizim TCDD gibi devlet desteğiyle çalışıyor. Amacımız ucuza seyahat yollarından bahsetmek ama aslında Amerika’da trenle seyahat o kadar da ucuz değil. Misal ben Amerika’da ilk durağım olan New York’tan Chicago’ya giderken 100 $’a yakın bir para ödedim ki aynı paraya uçak bileti bulmak da mümkün. Amtrak ne zaman avantajlı oluyor derseniz, uçak biletinizi en geç 10 gün öncesinden almadığınızda bir anda bilet fiyatları uçabiliyor ve bu durumda yardımınıza Amtrak yetişiyor.
Amtrak’la benim seyahatime gelince, ben tren yerine erkenden ve ucuza uçak bileti alabilirdim. Malum New York (Penn Station)-Chicago (Union Station) arası mesafe yaklaşık 1300 km ve yol yaklaşık 19 saat sürüyor. Yani İstanbul’dan Türkiye’nin en doğusuna, Kars’a gittiğinizi varsayın. Ancak gezgin ruhum sağolsun, illa karadan göre göre gideceğim, seyahat ettiğimi hissedeceğim diyerekten trene bindim, bindim ama New York’ta bol bol gezmenin verdiği yorgunluk ve seyahatin akşam olması sebebiyle yolun yarısında uyudum. Tabii Amerika’daki diğer herşey gibi, koltuk aralıklarının çok büyük olduğundan da bahsetmek gerekiyor. Rahat rahat uyuyabiliyorsunuz.
Chicago’dan Arkansas’a gittiğim tren gördüğünüz üzere bayağı bir büyük ve bizim trenlere hiç benzemiyor. Yanlış hatırlamıyorsam burası da Missouri eyaletinin en büyük şehri olan St. Louis’deki istasyon… Geçerken şehrin en meşhur yapısı Gateway Arch’ı da görmüş bulundum.
Chicago’da birkaç gün kaldıktan sonra Amerika’nın tam ortası diyebileceğimiz Arkansas eyaletine gittim. Union Station’da treni beklerken de Amişlere (Amish) denk geldim. Bilmeyenler için, Amişler, 18. yy’da Almanya ve İsviçre’den ABD ve Kanada’ya göç eden ve modern yaşamı, teknolojiyi reddederek günümüzde hala Amerika’ya geldikleri dönemdeki yaşam tarzlarını devam ettiren, o dönemin kıyafetlerini hala giyen bir topluluk. Sayıları 250 bin civarında ve büyük bir çoğunluğu Pennysilvania eyaletinde yaşıyor. Amerika’ya giderken onların köylerini de çok ziyaret etmek istiyordum ancak yeterli vaktim olmadığından planlarımda yer ayıramadım. Ama şans eseri istasyonda denk geldim onlara. 🙂 Çok ürkek duruyorlardı, özellikle kadınlar. Ben de ürkütmemek için ve ne tepki alacağımı bilmediğimden dolayı (bir de tabii yaşam tarzlarına saygı duymak gerektiğinden) gizlice de olsa resimlerini çekmedim. Tabii sonradan çekmediğime de pişman oldum. Bu arada trene binmelerine de şaşırmadım değil ama uzun mesafe seyahat edebilmeleri için araba ve uçağı tercih edemeyeceklerine göre 1800’lerin başında icat edilen trenlerin onlar için en iyi seçenek olduğu da aşikar.
Bu fotoğraf bir filmden çekilmiş bir kare değil. Doğal ortamlarında bir Amiş ailesi… (Benim çektiğim bir fotoğraf değil.)
Her neyse, konumuza geri dönelim. Chicago’dan Amerikalı arkadaşlarımın 300 km yol yaparak beni gelip alacakları Arkansas’ın Walnut Ridge kasabasına gitmek için ise 75 $ civarı bir ücret ödedim. Yaklaşık 900 km olan yol 11 saat sürdü ama yaptığım en keyifli tren yolculuklarından biriydi. Yanımdaki koltukta oturan, biraz eğitimsiz olduğu belli olan ama eğlenceli Amerikalı zenci kızla aksanlı İngilizcesine rağmen yol boyunca bol bol sohbet ettik. Bir ara Türkiye’nin nerede olduğunu bilip bilmediğini sorduğumda, biraz düşündükten sonra “yurtdışında bir yerlerde” dedi, peki dedim! 😀 Benim olduğum vagonun yarısından çoğu zenciydi, ortalıkta koşturan, oynayan sevimli zenci çocuklar, onlara kızan anne-babaları. Yol boyunca sadece biz değil, herkes birbiriyle sohbet etti. Amerikalıları seviyorum. Avrupalıların aksine samimi ve eğlenceli insanlar. Başta yaşlı teyzeler olmak üzere herkes de birbirine yemekler ikram etti tıpkı Türkiye’deki gibi. Size de, özellikle gerçek Amerika diyebileceğimiz Amerika’nın orta kesimlerine giderken, trenle gitmenizi kesinlikle tavsiye ederim! Amtrak’ın internet sitesinden rotaları inceleyebilir ve biletinizi kredi kartınızla satın alabilirsiniz.
OTOBÜS
GREYHOUND – Kuzey Amerika’da 2300 noktaya ulaşım sağlıyor Arkansas’ın başkenti Little Rock’tan Tenessee eyaletinin Memphis şehrinde yaşayan İzmirli arkadaşımı ziyaret edebilmek için tek seçeneğim olan otobüsü kullandım. Greyhound, birçok Amerikan filminde otobüs yolculuğu sahnelerinde görmüş olduğunuz otobüs firması olmakla birlikte Amerika’nın en büyüğü ve rakibi de yok.. Ancak lüks otobüsler muavin, ikram, servis ve anonsa alışkın biz Türkler için, ilk aşamada Greyhound’la seyahat etmek biraz şok etkisi yaratabilir. Avrupa’daki otobüslerin de Greyhound’dan pek farkı olmadığını söylemekte fayda var ki ülkemizdeki otobüs yolculuklarının kıymetini bilin, çok şikayet etmeyin.
Bu da Mephis’e gittiğim Greyhound otobüsü, yer Little Rock otogarı. Benim gittiğim mesafe 250 km’den azdı. 3 saat ve altı yolculuklar için, çok da ekonomik olduğundan dolayı tüm konforsuzluğuna rağmen en güzel (ve çoğu durumda tek) seçenek Greyhound.
Eski ve konforsuz otobüslerle edilen seyahatlerde, koltuk numarası da verilmiyor ve herkes kaptığı yere oturuyor. Hemen herkesin araba sahibi olduğu Amerika’da otobüs yolculukları genelde maddi durumu iyi olmayan insanlar, öğrenciler ve arabası olmayanlar tarafından kullanılıyor. Bu yüzden yolculuğunuz süresince birçok ilginç ve garip insanla karşılaşmanız olası ki bence tedirgin olmak yerine gözlem yaparak bu farklı ortamın keyfini çıkarmanız lazım. Zira ben öyle yaptım yine zencisi bol otobüs yolculuğumda. Çocuklarına kızan annelerden tutun kafası iyi tiplere kadar çeşit çeşit tipte insan vardı. Ama tabii yine de molada tuvalete gidince valizime birşey olur mu diye tedirgin olmadım da değil. Ya da umursamaz görünen şoför beni almadan gidebilir diye…
VAMOOSE BUS – Sadece New York / Washington DC arasında çalışıyor.
New York ile ABD’nin başkenti olan Washington DC arasında, Greyhound’dan daha konforlu olan Vamoose Bus’ı kullanmanızı tavsiye ederim. Ben öyle yaptım tavsiye üzerine. Yolculuk 4-4,5 saat sürüyor. İnternet sitesinden sadece rezervasyon yaptırabiliyorsunuz ki bence mutlaka yaptırın. Zira New York’ta Penn Station’dan hareket eden Vamoose Bus’ların önünde sürekli bir kalabalık var, özellikle de hafta sonları. Ancak rezervasyonunuzun çıktısını gösterince hiç beklemiyorsunuz. 30 $’lık otobüs ücretini ödemeniz yeterli oluyor. Ben gittiğimde, şoför acemiydi sanırım, otobüsün bizi bırakacağı yeri bulamadı, hep birlikte otobüsün bizi bırakacağı caddenin adını aramaya koyulduk, kimi yolcular yakınlarını arayıp tarif aldılar şoföre iletmek üzere! 😀
UÇAK
Memphis’ten New York’a dönerken, gezgin ruhum yine karadan git dese de 1800 km yolu trenle gitmeyi gözüm yemediği ve vaktim de kısıtlı olduğu için uçakla gittim ki çok daha ekonomik de oldu zaten. US Airways ile Memphis’ten New Jersey’e North Carolina eyaletinin en büyük şehri olan Charlotte’dan aktarmalı olarak sadece 100 $ civarı bir ücret ödedim. Yolculuk da yanlış hatırlamıyorsam eğer aktarma dahil yaklaşık 4 saat kadar sürdü. Bu arada belirtmekte fayda var. New York’ta üç tane havaalanı var: John F. Kennedy (JFK), LaGuardia (LGA) ve New Jersey’deki Newark Liberty (EWR). Bu üç havaalanından herhangi birini seçebilirsiniz New York’a uçmak için. En ekonomik seçeneği bulmak için her birini tek tek denemeniz ya da eğer öyle bir seçenek varsa “New York (all airports)”u seçmeniz gerekiyor.
Memphis’ten New York’a giderken aktarma yaptığımız Charlotte Douglas Uluslararası Havalimanı, ABD’nin en yoğun havaalanlarından birisi.Bizim uçuşumuza sıra gelmesini beklerken çektiğim bir fotoğraf, arka planda Charlotte’un gökdelenlerden oluşan siluetini görebilirsiniz.
Bu da sıra bize gelmek üzereyken çektiğim bir fotoğraf. Dikkatli bakarsanız eğer 10’dan fazla uçağın uçuş sırasında beklediğini görebilirsiniz.
US AIRWAYS – Benim uçtuğum havayolu, Star Alliance üyesi. THY millerinizi kullanarak da uçabilirsiniz. Biletinizi erken aldığınız takdirde Memphis’ten New York’a 100 $’a uçabilirsiniz.
SOUTHWEST – İç hat yolcu sayısı açısından ABD’nin en büyük havayolu şirketi. Ayrıca “low cost airline” denilen düşük maliyetli havayolu şirketlerinin ilki ve Easy Jet, Ryan Air ve Pegasus gibi havayolu şirketlerinin ilham kaynağı. 59 $’dan başlayan fiyatlarla 37 eyalette 72 noktaya uçabilirsiniz.
JET BLUE – ABD’nin doğu ve batı kıyılarındaki New York, Chicago, Los Angelas, San Diego, Las Vegas gibi başlıca şehirlerine, Karayipler’deki Porto Riko dahil 11 ülkeye ve Meksika’nın turistik şehri Cancun’a JetBlue ile uçabilirsiniz. New York’tan Jamaika’nın başkenti Kingston’a gidiş-dönüş vergiler dahil 300 $’a uçabilirsiniz.
VIRGIN AMERICA – Virgin Megastore’un da sahibi olan Virgin Group’a ait olan Virgin America ile, ABD’nin doğu ve batı kıyılarındaki metropollere ve Meksika’nın turistik birçok şehrine uçabilirsiniz. Amerika’nın en doğusunda bulunan New York’tan en batısında bulunan Los Angelas’a 159 $’a bilet bulabilirsiniz.
ALASKA AIRLINES – ABD’nin yüz ölçümü en büyük, nüfus yoğunluğu en az olan eyaleti Alaska’yı merak ediyorsanız eğer, New York’tan Seattle aktarmalı olarak Alaska’nın en büyük şehri ve tüm eyalet nüfusunun %40’ını barındıran Anchorage şehrine 300 $’a uçabilirsiniz.
DELTA – Dünyanın en büyük uçak şirketi olan Delta ile ABD’de birçok noktaya uçabilirsiniz.
ABD’de road trip yapamadım henüz ama Natural State (Doğal Eyalet) olarak bilinen Bill Clinton’ın memleketi Arkansas’ın birbirinden güzel manzaralara sahip yollarında bol bol gezme imkanı buldum.
Artık Amerika’da seyahat etmenin bütün yollarını öğrendiğinize göre, kenara biraz ayırıp seyahat etmenin, ABD’yi keşfetmenin vakti gelmiş demektir. Tabii burada bahsetmediğim benzin fiyatının Türkiye’nin 4’te 1’i olduğu Amerika’yı keşfetmenin bir yöntemi daha var: “road tripping”.
Mesela benim hayalim, araba, karavan veya minibüsle, kafa dengi bir arkadaş grubuyla ABD’yi baştan sona molalar vererek gezmek. Özellikle de 1926 ila 1985 arasında ABD’nin otoyolları ağının bir parçası olan, ülke tarihinde ve kültüründe önemli bir yer tutan, birçok filme de konu olan U.S. Route 66’i… Illinois eyalaetinde Chicago’dan başlayıp, Missouri, Kansas, Oklahoma, Texas, New Mexico ve Arizona eyaletlerindeki birçok küçük Amerikan şehrinden geçip California’da Los Angelas’ta biten bu yolun uzunluğu tam 4000 km… Bu vesileyle size Nat King Cole’ün Get Your Kicks on Route 66 şarkısını armağan ediyorum. Üstüne de benim en sevdiğim Red Hot Chili Peppers şarkılarından biri olan Road Trippin’le bir yazıda daha sizlere veda ederek iyi yolculuklar diliyor ve esen kalın diyorum! 🙂