12 Ağu Tipik Ege Köyü Kirazlı’da Huzurlu Bir Tatil İçin: EPHESUS LODGE
Yazı: ORÇUN DALARSLAN
Aslında otellerle ilgili yazı yazmayı pek sevmem, daha çok herhangi bir yeri anlattığım yazılarımın içinde kaldığım otellerden bahsederim. Ama Kuşadası yakınlarında yer alan Kirazlı köyündeki Ephesus Lodge’dan çok mutlu ve huzurlu ayrıldığımız için otelin kendisini yazmaya karar verdim ki buradan herkes haberdar olsun, gelsin kalsın. 🙂
Gelelim hikayenin başına. Bu aralar işler acayip yoğun. Hangisine yetişeceğimi şaşırdım. Yazı yazmak da göründüğü kadar kolay bir iş değil. Kafayı arada biraz dinlendirmek gerekiyor. Bunlardan bir arkadaşıma bahsedince bana Kuşadası yakınlarındaki Kirazlı köyünde bulunan Ephesus Lodge’a gitmemi önerdi. Ne iyi etmiş. Annemi de aldım gittim. Kirazlı köyünde, doğanın tam ortasında, otelden çok çiftlik evi gibi. Ama başkasının çiftliği değil de kendi çiftliğinizdeymiş gibi hissettiriyor. Zaten otelin genç sahibi Oytun, burayı misafir ağırlamayı sevdiği için açmış. Zaten tüm ruhunu koyduğu da belli, yoksa küçük bir Ege köyünde böyle bir cennet kolay kolay ortaya çıkmaz.
Neyse, ben susayım, fotoğraflar konuşsun, hem oteli hem de köyü fotoğraflar üzerinden anlatayım… 🙂
Burası Ephesus Lodge’ın beni benden alan bahçesi. Buraya sırf bu 80 yıllık ceviz ağaçlarının altında keyif yapmak için bile gelinir. Bu arada Ephesus Lodge’da domates, salatalık ve hatta daha zeytin bahçede organik yetiştiriliyor, kahvaltıda taze taze yeniyor.
Otele ilk vardığımızda ağaçların gölgesinde uzandım. O kadar huzurlu ki memleketin sorunlarını bile unutturdu bana. Dışarının sıcağından da eser yoktu. Sonra da kitabımı okudum…
Ben deniz adamıyım. Havuz hiç sevmem normalde. Ama burada artık ortamın güzelliğinden, rahatlığından, keyfinden midir bilmem akşam üştü girdim havuza böyle, bir saat çıkmadım. Yüzmedim de, öylece durdum. Bir ara şarap içtim. Tabii bir yandan da sohbet muhabbet. Hem otelin sahibi Oytun ile hem de yabancı konuklarla. Tabii chill-out müzik de eşlik etti. Hayat bazen çok güzel oluyor… 🙂
Ephuses Lodge’ın odalarından birisi. Zaten toplamda sadece altı oda var. 🙂 Kalanlar genelde ya aileler ya da artık öyle eller havaya tatillere doymuş, biraz huzurlu, keyifli vakit dinlemek isteyenler. Çoğu da yabancı. Biz çok kısa kaldık ama gelenler zaten en az bir haftalığına geliyormuş genelde.
Bu da bizim havuz manzaralı odamız. Dekoru ortamla çok uyumlu. Sabah da horoz seslerine uyanılıyor! 😀
Burası da otelin şık restoran bölümü.
İsteyen yemeklerini burada, isteyen bahçede yiyor.
Restoran bölümü çok güzel olsa da biz tabii ki bahçeyi tercih ettik. 🙂 Akşam çalan müziklerde ayrı güzel. Müzik sesine, doğanın sesi de eşlik ediyor. Gece belli bir saatten sonra da ateş yakılıyor, başında sohbet ediliyor.
Bu arada Ephesus Lodge’ın yemeklerini sıradan otel yemeği deyip geçmemek lazım. Zira Oytun yemeklere özel önem veriyor. Hem lezzet hem de sunum açısından 10 numara.
Mutfağı da gezdim tabii ki, temizliğine hayran kaldım.
Bu arada restoranda şarap seçenekleri de geniş. Hem Kapadokya’dan Mardin’e, Diyarbakır’dan Elazığ’a marketlerde bulamayacağınız yerli şaraplar, hem de dünya şarapları mevcut.
Burası da Ephesus Lodge’ın küçük mutfağı. İsteyen istediği zaman çayını, kahvesini buradan alabiliyor.
Sizi Felix’le de tanıştırayım. Biz de otelde tanıştık. Hollandalı, 7 aylık. Anne ve babasıyla iki haftalığına gelmişler Ephesus Lodge’da. Dünyanın en güler yüzlü bebeği sanırım 🙂 Hiç ağlamıyor. Çimlerde emekliyor, geziniyor. Türkçe de anlıyor gibi 😀 Yabancıların çocuklarını yetiştirme şekillerine hayranım zaten. 3 sene önce de biri Avusturyalı, biri Fransız evli arkadaşlarım, 8 aylık bebekleriyle İstanbul’da bana gelmişlerdi kalmaya. Aralık ayıydı, 3 gün boyunca dışarılarda gezindik, bir kere bile ağlamadı. Ama sebebini görerek öğrendim. Çocuk ağlamaya başlayınca, çok önemli bir sebep yoksa ilgilenmeyi bırakıyorlar. Çocuk sustuğu anda da sarılıyorlar, sevgilerini gösteriyorlar. Bizde de tam tersi, ağladıkça daha çok ilgileniyoruz, çocukların da daha sonra ağlamayı silah olarak kullanmalarını sağlıyoruz.
Otele dinlenmeye diye gittik ama Oytun bisiklet turumuz var deyince hayır diyemedim. 16 km diye çıktık yola ama 20 km’den fazla bindik bisiklete. Çok iyi geldi. Hem spor oldu, hem de kafam dinlendi. Bu da videosu 🙂
Bisiklet turu yaparken, Kirazlı köyünün Toskana’dan az kalır yanı olmayan doğasıyla da daha yakın temas kuruluyor 🙂
Tabii ki Ephesus Lodge’ın bulunduğu Kirazlı köyünden de bahsetmek lazım. Tam bir Ege köyü. İnsanları çok sıcakkanlı. Selam verin, hemen sohbete başlıyorlar.
Kirazlı mimari açıdan bir Şirince ya da Alaçatı gibi olmasa da tek ya da iki katlı evleri ve yemyeşil doğasıyla çok hoşuma gitti.
Burası da Kirazlı köyünün kahvesi. Oturup bir çay içmeden, amcalarla sohbet etmeden dönmeyin.
İşte otelin genç sahibi Oytun… Otele gitme sebeplerinizden birisi de onunla sohbet etmek olabilir. Çok enteresan hikayesi var. İlham verici. Ben burada anlatmayayım, siz gittiğinizde ondan dinleyin. Bu arada konuştum kendisiyle, eğer kalmak isterseniz, benden selam söylediğinizde, 9.7 puan aldığı booking.com’daki kahvaltı dahil fiyatı üzerinden %20 indirim verecek! 🙂 Kendisine contact@ephesuslodge.com mail adresinden ya da 05326083001 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz.
Burası da Kirazlı’nın hemen yakınlarındaki Şirince köyü. Eğer Ephesus Lodge’a giderseniz bizim yaptığımız gibi yol üstünde Şirince’ye de uğrayabilirsiniz. Kirazlı’ya sadece 9 km mesafede. Ya da Efes Antik Kenti‘ni gezebilirsiniz, Selçuk’ta çöp şiş yiyebilirsiniz, Kuşadası‘na ve hatta günübirlik Yunan adası Samos‘a bile gidip gelebilirsiniz. 🙂
INSTAGRAM: @orcundalarslan
ŞU YAZILAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: