27 Tem KALİMNOS ADASI REHBERİ
Artık siz de Çeşme, Bodrum, Kaş, Ayvalık ve Bozcaada gibi ülkemizin turistik cennetlerinde kazıklanmaktan sıkıldınız ve harika plajları, lezzetli yemekleri olan bir yer mi arıyorsunuz? O halde Ramazan Bayramı’nda kuzenim ve eşiyle son dakika kararıyla gittiğimiz Yunan adası Kalimnos tam size göre. Zaten şu anda Türk turistler tarafından pek keşfedilmemiş olsa da yakında en popüler Yunan adalarından biri olacağına eminim.
Kalimnos ve ben… 🙂 Adaya ayak basar basmaz insan Yunan adalarına özgü sakin ve huzurlu havayı anında hissediyor.
Kalimnos’ta kaldığımız 3 gece 4 gün boyunca inanılmaz keyifli vakit geçirdik. Gezmedik plaj bırakmadık, lezzetli yemekler yedik, sıcakkanlı ada halkıyla keyifli sohbetler ettik. Beklediğimden çok daha fazla sevdim Kalimnos’u. Üstelik Türkiye’de bir tatile kıyasla çok daha ekonomik bir tatil yaptık.
Kalimnos’un plajlarını, köylerini, tavernalarını, adaya nasıl gidileceğini, nerede kalınacağını anlatacağım bu yazımı okurken size Yorgo Dalaras’ın “Kardia mu min paraponyese” şarkısı eşlik etsin. Anlamı “Kalbim şikayet etmiyor”. Dinlemek için burayı tıklayın! 🙂
INSTAGRAM: @orcundalarslan
KALİMNOS İLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER
Kalimnos, Bodrum Yarımadası’nın batısında, Kos ve Leros adalarının tam arasında, üçgen şeklinde küçük bir ada. Ada küçük olmasına rağmen nüfusu 16 binin üzerinde. Adanın tarihiyle ilgili de hızlıca bir bilgi vereyim. 1522’den 1912’ye kadar Osmanlı hakimiyetindeymiş. Sonrasında da adayı 1947’ye kadar İtalyanlar yönetmiş. Enteresan ama Osmanlı döneminde, yakındaki Kos ve Rodos adalarının aksine Kalimnos’a Türk nüfus pek yerleşmemiş.
Adanın evleri, dar sokakları çok şirin. Tipik Yunan adası izleri taşıyor. O yüzden insan adaya hemen ısınıyor. Kalimnos’un hemen hemen her yerinde evler, bahçe duvarları, yollar çok bakımlı. Yazın turist sezonu gelince, diğer Yunan adalarında olduğu gibi, mutlaka boyalarını yeniliyorlar. Çirkin, beton duvarlar bile beyaza boyanınca güzel duruyor. Üstüne de pembe pembe begonviller sarkıyor. Kurak yollara da diktikleri zambaklar renk katıyor.
Sadece bahçe duvarlarını boyamak bile görüntüye acayip estetik katıyor. Sizce de öyle değil mi?
Kalimnos genel olarak kurak ve çorak bir ada. Adanın sadece %20’si ekilip biçilebiliyor. İç kesimlerde genellikle narenciye ağaçlarının olduğu yeşil alanlar var. Ama ada tüm bu kurak ve çoraklığına rağmen Yunan adalarının en zenginlerinden birisi olarak biliniyor. Vakti zamanında ada halkı arasında sünger avcılığı oldukça yaygınmış ve bu yüzden çok para kazanmışlar. Şu anda ana geçim kaynağı turizm tabii.
Kalimnos çorak olsa da oldukça şirin bir ada
Ada Türkiye’ye bu kadar yakın olmasına rağmen, üstelik bayramda, Türk turist yok denecek kadar azdı. Genellikle Avrupalı sarışın turistler var. Halbuki Kalimnos’ta enfes plajlar var. Yollarda da nefes kesici manzaralar. Bir de dağcılık için oldukça uygun bir yapısı var. Turizm potansiyeli oldukça yüksek. Adanın her yerinde, dağda, bayırda keçiler var. Bir de arı kovanları. Arıcılık ve küçükbaş hayvancılık yaygın. Kalimnos’un kekik balı meşhur zaten. Ben bal sevmem pek ama hoşuma gitti. Kendinize ya da hediye olarak eşinize, dostunuza alabilirsiniz.
Kalimnos’un manzaraya düşkün keçileri 🙂
Kalimnos’taki tavernaların büyük bir kısmı, tam da sevdiğim gibi, aile işletmesi. Yemek porsiyonları kocaman. Deniz ürünleri, mezeler, salata, yanında da içki, tıka basa yiyip içince bile kişi başı genellikle 15 Euro’nun altında hesap geliyor. Çok zorlarsanız da maksimum 20 Euro.
Bizim klasik menümüzde mutlaka ahtapot, kalamar veya karides, kabak ve patlıcan kızartma, Yunan salatası, deniz ürünlü makarna ve Yunan birası veya uzo oluyor.
KALİMNOS’TA GEZİLECEK YERLER
Kalimnos’ta mutlaka görmelisiniz diyebileceğimiz tarihi ve turistik yerler pek yok ama sessiz, sakin, huzurlu şirin köyleri var. Biz üşenmedik, hepsine gittik! 🙂
Üç kişilik Kalimnos ekibimiz
POTHİA
Kalimnos’un merkezine Pothia deniyor. Ada nüfusunun büyük bir kısmı da burada yaşıyor. Merkezin en hareketli yeri, sıra sıra tavernaların ve çeşitli dükkanların bulunduğu kordonboyu ama ben sakin sokak aralarını daha çok sevdim. Çok şirin, iki katlı, kapısı penceresi maviye, yeşile boyanmış tipik Yunan mimarisinde binalar var.
Kalimnos’un sokak aralarında kaybolmak keyifli ama biz feribot saatini beklerken öğlen güneşinin altında gezdik, siz akşam vaktini tercih edin derim 🙂
Güneş altında gezerseniz karşılaşacağınız tipik manzaralardan birisi: Ağaç altında keyif yapan Yunan amacalar.
Kuşbakışı Kalimnos’un kordonboyu
Bu da aşağıdan 🙂
Kordonboyunda sayısız taverna var. Biz, biraz da tipini beğendiğimiz için Kafenes diye, 1950’den beri hizmet veren bir tavernada yedik, memnun da ayrıldık.
Kalimnos sokaklarında arabadan çok motor var. Bazen on motorun peş peşe geçtiği oluyor.
VATHİ KÖYÜ
Vathi, adanın doğusunda fiyortları andıran bir koyun ucunda yer alan, minicik, huzur saçan bir köy. Köyün nüfusu 100-150 civarı. Deniz kenarında, tavernaların olduğu küçük bir meydanı ile hediyelik eşya dükkanlar ile bakkal, manav, fırın bulunan bir sokağı var.
Pothia’dan Vathi’ye giden yol üzerinde Vahti’nin bu enfes manzarasını görebilirsiniz. İnsan bakmaya doyamıyor. Görebileceğiniz üzere, köyün toprakları oldukça verimli. Her yerde narenciye ağaçları var.
Vathi, tekne sahibi Türk turistlerin uğrak noktalarından birisi.
Ben aslında Vathi’ye geçen sene Kos seyahatim sırasında da gelmiştim günübirlik tekne turuyla. Buraya tıklayıp Vahti’yi de anlattığım Kos yazıma bakabilirsiniz. 🙂
İşte köyün en “hareketli” sokağı 😀 İsterseniz Kalimnos’un meşhur süngerlerinden de alabilirsiniz.
Sokağın sonundaki dondurmacıya mutlaka uğrayın. Hem dükkanın geleneksel görüntüsüne hem de dondurmanın lezzetine bayılacaksınız. 🙂 Eğer yemek yemek isterseniz de meydandaki Poppy’s Taverna’yı tercih edebilirsiniz.
MASSOURİ
Massouri, adanın en batısında yer alıyor. Tam karşısındaki Telendos adasına bakan manzarası enfes, sokakları İrlanda barları ve kafeleri sayesinde hareketli ama aşırı turistik. Kemer ya da Marmaris gibi düşünün. Her şey yabancı turiste göre ayarlanmış. Sokakta Yunanlardan çok turist var. Benim en az sevdiğim yer burası oldu. Kalimnos’un Türk turistleri de genellikle yalnızca Massouri’de takılıp başka hiçbir yere gitmiyorlar. Sonra “Kalimnos nasıldı?” diye soranlar olunca “Hiçbir şey yok” diyorlar. Gelmeden önce seyahat bloglarına bakayım dedim. Kalimnos’la ilgili zaten pek yazı yoktu. Olanlar da sadece Masouri’yi anlatmış maalesef.
Massouri ve Telendos adası
Massouri sokakları
Bazı sokak aralarında karşınıza böyle manzaralar çıkıyor.
Massouri’ye turistik olduğu için ısınamadım ama kanımca Kalimnos’un en iyi manzaralı ve en şık tavernası olan Aegean Tavern’in de burada olduğunu belirtmek lazım. 1989’dan beri hizmet veriyormuş. Su yeşili dekoru şahane. Yemeklerin lezzeti mükemmel, sunumları da çok başarılı. Çalışanları sempatik. Biz gittiğimizde maalesef hiç müzik çalmıyordu ama bazı geceler canlı Yunan müziği oluyormuş. Kalimnos’a gidince mutlaka uğramanız gereken bir yer.
Aegean Tavern, çok popüler olduğu için mutlaka rezervasyon gerekiyor. Bu kalabalıktan dolayı servisi biraz yavaş ama bu şahane manzaraya nazır olunca insan hiç dert etmiyor.
Tavernanın fiyatları da tüm popülaritesine rağmen diğer tavernalardan farksız. Kişi başı 17 Euro ödedik.
PANORMOS
Panormos, Pothia ile Massouri arasında, yemyeşil bahçesi olan evlerin bulunduğu küçük bir kasaba. Kantouni ve Linari diye iki bölgesi var. Bizim otelimiz de Panormos’un Kantouni bölgesindeydi ki bence Kalimnos’ta konaklamak için en ideal yerlerden birisi. Kasabanın küçük meydanında tavernadan eczaneye, bakkaldan benzinliğe ihtiyacınızı görecek her şey var.
Panormos’un sahili… Sahilin tam ortasında çıkıntı yapan kayalığın üst tarafı Kantouni, alt tarafı da Linari.
Panormos sokakları
Bu eve bayıldım!
Panormos’un sahil şeridinde sosyal hayat da oldukça canlı, üstelik turistlerin değil sadece Yunan gençlerin takıldığı mekanlar var. Akşama Linari’de dalga sesleri eşliğinde bir şeyler içerek ya da benim gibi tadına doyamayacağınız suflesinden yiyerek Cafe Alati’de başlayabilirsiniz. Sonrasında Atina’da ya da başka şehirlerde okuyan ve yazın memleketlerine dönen Kalimnoslu gençlerin akın ettiği bir bar olan Albus’a geçebilirsiniz. Geceye devam etmek isteyenler için Panormos’ta bir de gece kulübü var. İsmi Domus. Biz hafta için gittiğimiz için açık değildi, o yüzden gidemedik ama hafta sonları çok kalabalık oluyormuş, aklınızda bulunsun.
Otelimizin genç sahibi Nikos’un tavsiyesiyle gittiğimiz Albus
EMBORIOS
Adanın en kuzey ucunda, minicik bir balıkçı köyü. Sahilinde, hemen önünden denize de girilen birçok taverna var.
Emborios’un sahil şeridi… Biz yemeğimizi fotoğrafta sağda turuncu sandalyeleri olan Dreamcatcher diye bir tavernada yedik. Yemekler lezzetliydi, mekan tertemizdi, manzarası da iyiydi. Tek negatif yönü ise isminin İngilizce olmasıydı. Zira bilen bilir, İngilizce mekan isimlerine alerjim var, Allah’tan oturmadan önce görmemişim ismini. 🙂
Emborios’da denizin bu parıltısı beni benden aldı.
KALİMNOS’UN EN GÜZEL PLAJLARI
Kalimnos’un plajlarına tek kelimeyle bayıldık! Gittiğimiz her plajda su tertemizdi. En beğendiğimden başlayarak hemen anlatıyorum.
VLİHADİA PLAJI
Adanın güneyindeki Vlihadia’da aslında yanyana iki farklı plaj var. Küçük “m” harfi gibi düşünün. Bu “m”nin bir tarafı kumlu plaj, diğer tarafı taşlı. İkisinin de denizi tertemiz, suyu turkuaz ve pırıl pırıl. Kumlu olan plaj, daha çok halk plajı gibi. Aileler çoğunlukta. Taşlı olan ise daha çok gençlerin tercihi. Vlihadia’nın en güzel yanlarından birisi, bizden başka neredeyse hiç turist olmamasıydı.
Vlihadia’nın taşlı plajı, açık ara hepimizin en favori plajı oldu ki zaten adadan ayrılmadan önce bir kere daha gittik 🙂
Plajda üzerine uzanabileceğimiz dev, konforlu minderler atmışlar.
Plajın hemen arkasında, 1963’ten beri hizmet veren, Paradisio diye, beyaz ve açık mavi dekorlu şık bir kafe var. Çalışanları da kafa dengi gençler. Eğer erken saatlerde giderseniz Kalimnos kahvaltısını deneyin. Eğer sabah giderseniz, plaj çok da sakin oluyor.
Şu suyun güzelliğine bir bakın. Kendimden geçtim resmen.
Bu fotoğrafı size ayaklarımı ya da taşları göstermek için çekmedim! 😀 Dikkatli bakın, neredeyse dizime kadar suyun içindeyim ama deniz o kadar temiz ve dümdüz ki belli olmuyor. Tuzlu olmasa al iç şu suyu. 🙂
Burası da Vlihadia’nın kumlu plajı. Plajın arkasındaki ağaçlara dikkat edin. Neredeyse adadaki tüm plajlara bu ağaçlardan dikmişler. Çok zekice. Hem görüntüsü güzel hem de çok iyi gölge yapıyor!
Plajda, ağaçların arka kısmında iki tane de taverna var. İsterseniz şezlong da kiralayabiliyorsunuz.
PALİONİSOS PLAJI
Adanın en kuzeyinde, dağların arasına sıkışmış, uzun, ince bir koy. Aşırı virajlı ama bir o kadar da enfes manzaralı yollardan gidiliyor. Hem plaj, hem denizin içi taşlı ama taşlar küçük. Suyu acayip berrak. Plajda iki taverna ve bir de kafe var. Bizim gibi tercih edenler için 3 Euro’ya şezlong da kiralanıyor ama şezlong olan kısımda yeme içme servisi yok enteresan bir şekilde. Gidip yandaki kafeden almak gerekiyor.
Plaja giden yollar aşırı virajlı demiştim ya, gerçekten öyle. Şu fotoğrafta yolların çizdiği sayısız “s”ye bakın! 🙂
Palionisos Plajı’nın 5-6 yıl öncesine kadar ne elektriği ne de suyu varmış. Lüks tekneler dışında pek kimsenin uğramadığı bir koymuş. Halen çok gelip giden yok. Tam keyif yapmalık.
Plajda suyun sıcaklığı da mükemmel, ne sıcak ne soğuk, tam kıvamında. İlk girişimizde zaten rahat bir saate yakın çıkmadık sudan. Palionisos Plajı’nda Türk turist sayısı da sıfır. Bir tek biz vardık. Geri kalanı Avrupalı turistler ve Yunanlar.
Plajda, bu şezlonglarda uzandığınızı, tam karşınızda koyun dağlar arasındaki manzarası olduğunu, hafif de rüzgarın estiğini düşünün. Nasıl?
Böyle manzara gördüm mü artistik pozumu vermeden de geçmem! 😀
Plajda iki taverna var demiştim. Biz yemeğimizi fotoğrafta gördüğünüz Kalidonis’te yedik. Harika manzarası olan bir taverna. Plajda taverna sayısı az olduğu ve ulaşım da zor olduğu için fiyatlar adanın diğer yerlerine göre biraz daha pahalı.
Kalidonis’ten manzara…
VATHİ PLAJI
Vathi köyünde denize de giriliyor. Öyle kumlu ya da taşlı bir plaj yok, beton ve iskele var. Deniz çok güzel, temiz. İnsanın canının çıkmak istemediği türden. Heyecanı sevenler, özellikle de Yunan gençler, denize kayalıklardan atlıyor.
Plaja ilk gittiğimiz sadece biz vardık, bir de Yunan gençler ve çocuklar. Sonra turist tekneleriyle Kos’tan 100’e yakın İngiliz geldi, keyfimizi bozdu.
ARGİNONTA PLAJI
Adanın kuzeyinde, çorak ve dik dağların arasındaki bir başka koy. Küçük taşlı bir plaj. Suyun rengi açık mavi. Arkalara doğru mavinin tonu koyulaşıyor. Su sıcaklığı tam kıvamında. Plajın bir kafeteryası ile tavernası da var.
Tepelerden Arginonta Plajı böyle görünüyor. Fotoğrafın sağında ve sol aşağısındaki virajlı yollar nasıl? 🙂
Arginonta Plajı
Plaj küçük taşlı ama ben seviyorum taşlı plajları. Deniz her zaman daha temiz oluyor. Plajda şezlonglardan da ekstra bir ücret almıyorlar.
Eğer Arginonta Plajı’na giderseniz, size tavsiyem, akşam günbatımına kadar beklemeniz. Zira görebileceğiniz en efsane günbatımlarından birine şahit olacaksınız. Renk yavaş maviden sarıya, turuncuya, sonra bildiğiniz kırmızıya dönüştü. Huzur, hem de ne huzur… Ve evet, fotoğrafta hiç filtre yok!
Bu arada arabayı park ettikten sonra plaja doğru yürürken, yolun kenarındaki bahçelerde sevimli eşekler var. Bir tanesi bahçe duvarı boyunca bizi takip etti, “aiii” diye seslendi. 😀 Aynı şekilde dönüşümüzde de. Onu duyan yan bahçedeki kuzular da melemeye başladı. Tam bir doğal ortam! 🙂
KALAMIES PLAJI
Emborios’a yakın bir plaj. Plajda Exotic Ambeli diye bir mekan var. Tam kafa dinleme yeri. Kurumuş palmiye yapraklarından yapılmış şemsiyeleri var.
Tepelerden Kalamies Plajı
Plajın denizi taşlık ve hafif kayalık. Diğer plajların ardından görüntüsü çok iç açıcı olmadığı için insan başta pek girmek istemiyor ama bir kere girip suyun berraklığını görünce de çıkası gelmiyor. Şezlonglar da ücretsiz. Sadece yiyip içtiklerinizi ödüyorsunuz.
Kalamies Plajı’ndaki Exotic Ambeli’de müzikler chill out. Koy manzarası müthiş. Elinde biran, hiçbir şey düşünmeden uzanacaksın, arada kitap okuyacaksın.
PLATİ YALOS PLAJI
Adanın batısındaki Plati Yalos Plajı’nda, İngilizce yazımıyla Plati Gialos’ta kum, volkanik yapısının etkisiyle mi bilmem ama gri renkli. Ama ona rağmen bildiğiniz açık mavi. Tepeden manzarası müthiş.
Plati Yalos Plajı
Biz gittiğimizde hava rüzgarlı olduğundan deniz dalgalıydı, o yüzden denize sadece bir defa girdik. Çok fazla sevemedik nedense.
Denize girmektense plajın arkasındaki kafelerde oturup manzarasını izlemek daha zevkli geldi. Bu arada kafelerde yiyip içenlere şezlonglar ücretsiz.
MASSOURİ PLAJI
Tıpkı Massouri gibi plajı da adanın en turistik plajı. Normalde böyle popüler yerleri pek tercih etmem ama denizden dik üçgen şeklinde gözyüzüne doğru uzanan Telendos Adası’na nazır günbatımızı şezlonga uzanarak izlemenin tadına doyum olmuyor.
Massouri Plajı
Günbatımında Massouri Plajı’ndan Telendos’u izlerken aklımda Orhan Veli Kanık’ın şu dizeleri:
“Heeey! Ne duruyorsun be, at kendini denize;
Geride bekleyenin varmış, aldırma;
Görmüyor musun, her yanda hürriyet;
Yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol;
Git gidebildiğin yere…”
EMBORIOS PLAJI
Emborios köyünde yemek yemeden önce ya da yedikten sonra, tavernaların önünde deniz keyfi yapabilirsiniz. Şezlonglar da var.
Biz gittiğimizde meltem rüzgarları esiyordu, deniz çok dalgalıydı, o yüzden içimizden çok gelmedi denize girmek ama suyun rengi fena görünmüyordu.
Eğer sakin sakin takılmak isterseniz, plajın tavernalar olmayan kısmında pek insan yok. Ağaçların gölgesinde keyif yapabilirsiniz. Hem denizin rengi de çok hoş görünüyordu.
AKTİ PLAJI
Akti Plajı’nı yoldan geçerken şans eseri gördük. Tepeden organize bir plaj mı değil mi anlayamadığımız için inmedik aşağıya. Sonradan öğrendim ama, küçük bir tavernası da varmış,
Akti Plajı… Manzaram şekil, önümden çekil! 🙂
KALİMNOS’DA ULAŞIM VE ARABA KİRALAMA
Kalimnos küçük bir ada olsa da güzel plajlara gitmek için mutlaka araba kiralamak gerekiyor. Tabii motor kiralamak da bir diğer seçenek. Ada küçük olduğu için bir yerden bir yere genellikle 10-15 dakikada gidilebiliyor. En uzak yerlere bile yol en fazla 30-40 dakika sürüyor, o da yollar virajlı olduğu için.
Kalimnos yollarında mükemmel manzaraları gördükçe bol bol fotoğraf molası verdik.
Biz feribottan indikten sonra, arabamızı liman çıkışının çapraz sağındaki Suziki Rentals’dan kiraladık. Günlük 30 Euro’ya anlaştık. Malum diğer Yunan adalarında olduğu gibi Kalimnos’ta da kredi kartı pek kullanılmıyor. O yüzden araç kiralama ücretini eğer kredi kartıyla ödemek isterseniz ekstradan %4 komisyon alıyorlar, aklınızda bulunsun.
Kalimnos’ta kiraladığımız Suziki Alto. Hem kendisi hem de motoru küçük olduğu için bazen yokuşları çıkmakta zorlansa da işimizi gayet gördü.
KALİMNOS’A NASIL GİDİLİR?
Kalimnos’a gitmek için pasaportunuzda geçerli bir Schengen vizesinin bulunması gerekiyor. Kos’a kapıda vize alınabiliyor ama Kalimnos’a alınmıyor. Zira kapıda vize sadece Türkiye’ye yakın altı adada (Kos, Rodos, Meis, Midilli, Samos ve Sakız Adası) geçerli. Ama Kos’tan Kalimnos’a geçerken pasaporta bakmıyorlar. O yüzden Kos’tan kapıda vize alıp Kalimnos’a geçebilirsiniz belki ama o da bir risk tabii. Eğer kapıda vize ile ilgili daha fazla bilgi almak isterseniz, buraya tıklayarak Kos Adası yazımı okuyabilirsiniz.
Kalimnos’a Bodrum’da direkt ya da Kos üzerinden gidebilirsiniz. Kalimos’a karşılıklı direkt seferler yalnızca Turgutreis’ten ve Cumartesi günleri düzenleniyor. Yol 45 dakika sürüyor. Turgutreis-Kos feribot biletinizi Bodrum Express Lines’dan alabilirsiniz. Tek yön ücreti 25 Euro. Aynı gün gidiş-dönüş ücreti 32 Euro, dönüşünüz farklı bir gün ise 45 Euro.
Biz Kalimnos’a Pazar günü gittiğimiz için mecburen Kos üzerinden gittik. Oradan da Kalimnos feribotuna bindik. Kos’a hem Bodrum hem de Turgutreis’ten gidilebiliyor. İkisinin de ücreti gidiş-dönüş 30 Euro. Kos’tan yol bir saat sürüyor, Turgutreis’ten ise yarım saat. Turgutreis’te yoğunluk Bodrum’a göre daha az olduğu için benim tavsiyem, Turgutreis üzerinden gitmeniz. Bodrum’dan Kos’a ulaşımla ilgili daha detaylı bilgileri ise Kos Adası yazımda okuyabilirsiniz.
Bizi Turgutreis’ten Kos’a götüren küçücük feribot… Kos ve Kalimnos feribotları Turgutreis’te D-Marin’den kalkıyor.
Gelelim Kos’tan Kalimnos’a nasıl gidileceğine. Kos-Kalimnos hattında Dodekanisos Seaways’in katamaranları hizmet veriyor. Ücreti gidiş-dönüş 29 Euro. Yolculuk süresi de 30-35 dakika. Biz Turkutreis’ten 09:30 kalkışlı Kos feribotuna binip, Kos’tan Kalimnos’a 11:00’de kalkan katamarana yetişebildik.
Bizi Kalimnos’a götüren Dodekanisos Seaways katamaranı… Aynı katamaran sonrasında Leros ve Patmos adalarına da devam ediyor. Kos’ta gümrükten çıkıp sola dönünce, biraz ileride Dodekanisos Seaways’in küçük bir ofisi var. Online aldığınız biletlerinizi oradan yazdırıp check-in yaptırabilirsiniz. Ya da isterseniz biletlerinizi son dakika orada satın alabilirsiniz.
KALİMNOS’TA NEREDE KALINIR?
Kalimos’ta kalacağımız oteli son dakika ayarlamamıza rağmen çok ama çok uygun bir fiyata kaldık. İnanamadık. Sanırım hayatımda en ucuza kaldığım yerlerden birisiydi. Üç gecelik konaklama için kişi başı toplam sadece 40 Euro ödedik. İsmi Paloma Studios. Adanın batısındaki Kantouni bölgesinde bir aile işletmesi. Antonis ve Nikos isminde iki genç kardeş işletiyor. Çok da kafe dengi insanlar. Adada yapılacak şeyler hakkında bize birçok tavsiye verdiler.
Paloma Studios’daki üç kişilik odamız. Odanın yarısından fazlası fotoğrafta görünmüyor.
Tamam, Paloma Stuidos lüks bir otel hiç değil, daha çok apart veya pansiyon tarzı ama odalar kocaman, içinde mutfak bile var. Banyosu, yatakları tertemiz. Geniş ve dağ manzaralı büyük bir de balkonu var.Otel, apart tarzı olduğu için şampuan, duş jeli gibi banyo malzemeleri yok, o yüzden yanınızda götürmenizde fayda var. Fiyata kahvaltı dahil değil. Otelde resepsiyon yok ama Antonis ve Nikos, sağ yandaki evde oturuyorlar. Evin ziline basmanız yeterli. Eğer açmazlarsa da otelin kapısının önünde yazan telefonu ararsanız hemen geliyorlar. Bu arada Nikos ile konuştum, eğer rezervasyonu e-mail (ni.kop@hotmail.com) ile direk yapıp benden selam söylerseniz, size booking.com’daki ücret üzerinden %15 indirim yapacak. 🙂
Biz gittiğimizde yeni ay dönemiydi, o yüzden balkondan geceleri parıldayan yıldızları izlemek tarif edilemeyecek kadar keyifliydi.
INSTAGRAM: @orcundalarslan
ŞU YAZILAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:
LEROS: Henüz keşfedilmemiş bir Yunan adası