02 Eki PAROS: Yunanistan’ın yeni Mikonos’u
Yunan adalarını çok sevdiğim bir gerçek! Her yaz mümkün olduğunca çok adayı keşfetmeye çalışıyorum. Allah’tan çok fazla ada var da keşfet keşfet bitmiyor. Bu yaz gittiğim adalardan biri de Paros’tu. Türkiye’de çok bilinmese de aslında Mikonos ve Santorini’den sonra Yunanistan’ın Kiklad Adaları’nın en popüleri. Mikonos kadar olmasa da plajları ve partileriyle ünlü.
Paros’un Naussa kasabası ve ben 🙂
Biz Paros’a Temmuz ayında biri Yunan olmak üzere toplam sekiz arkadaş, Sakız Adası, İos ve Folegandros’u da kapsayan 11 günlük, tamamen kendimizin organize ettiği Yunan adaları turu kapsamında gittik. Paros’a da iki gece ayırdık. Beyaz kumu, turkuaz denizi olan plajlarına ve bembeyaz boyalı evlerine bayıldık. Tabii ki yine uzo eşliğinde lezzetli yemekler yedik, keyifli sohbetler ettik. Adanın verdiği huzurdan ise bahsetmeye bile gerek yok 🙂
Burası Martselo Plajı… Neredeyse Paros’un bütün plajlarında deniz böyle pırıl pırıl. Sizin de hemen suya atlayasınız gelmedi mi?
Paros sokakları…
Eğlenceli ve kafadengi Paros ekibimiz
Bu yazımın şarkısı da Yunanistan’ın gelmiş geçmiş en iyi buzuki sanatçılarından olan Yorgo Zampetas’tan gelsin. Şarkının ismi Pu Se Thanasi. Dinlemek için burayı tıklayın.
PAROS İLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER
Paros, 13 bin nüfuslu bir ada. Paros’un ana yerleşim yerinin ismi Parikia. Aynı zaman da adanın ismiyle, yani Paros olarak da anılıyor. Parikia’dan sonra en önemli yeri ise tipik bir Kiklad balıkçı kasabası olan Naussa. Birçok turist konaklamak için burayı tercih ediyor. Adada başta Lefkes olmak üzere oldukça geleneksel köyler de bulunuyor. Paros halkı tüm Yunanlar gibi oldukça sıcakkanlı ve misafirperver. Türk turiste çok da alışkın olmadıkları için bizi adalarında görmek hoşlarına gidiyor. Samimi davranışlarıyla hemen belli ediyorlar bunu.
Paros’un başkenti olan Parikia aynı zamanda adanın limanına da ev sahipliği yapıyor.
Paros, Yunanistan’da ikinci Mikonos olarak biliniyor. Zaten konum olarak da, mimari olarak da çok yakın Mikonos’a. Bir de oradaki kadar olmasa da canlı bir gece hayatı ve kaliteli mekanları var. Denizi on numara. Paros’un Naksos adasına bakan tarafında sürekli rüzgar olduğu için rüzgar sörfü için de oldukça ideal bir ada. Adanın güzel yanı ise henüz çok da keşfedilmemiş olması. Daha çok genç Yunan ve İtalyan turistler geliyor.
Burası Naussa kasabası. Eğer bu fotoğrafı herhangi bir yerde görseydiniz, muhtemelen Mikonos olduğunu düşünürdünüz. Değil mi?
Naussa’nın mekanları da oldukça şık… Eğer hem deniz keyfi yapayım hem de çılgınca olmasa da eğleneyim diyorsanız, Paros tam size göre bir ada.
Adanın tarihini de hızlıca anlatayım hemen. Geçmişi antik çağlara dayanan Paros 1537’den 1830’a kadar da Osmanlı egemenliğinde kalmış. Adanın o dönemde kullanılan Türkçe ismi de Bara.
PAROS’TA GEZİLECEK YERLER
Paros küçük bir ada olduğu için gezmesi de oldukça kolay. Biz yalnızca adanın güneyine gidemedik.
PARİKİA
Parikia, Paros’un merkezi. Yani adaya ilk varacağınız yer. Gemilerin ve feribotların yanaştığı liman burada bulunuyor. Nüfusu 4500 civarında. Daracık sokakları ve bu sokaklara dizilmiş renkli kapı, penceresi ile şirin balkonu olan beyaz evleriyle tipik Kiklad mimarisini en iyi görebileceğiniz yerlerden birisi.
Parikia’ya limandan ilk adım attığınızda önce buraları göreceksiniz.
İşte tipik Kiklad mimarisi: Beyaz boyalı evler, genellikle mavi renkli kapı ve pencereler…
Begonviller de Parikia’daki evlerin olmazsa olmazlarından
Hem sade hem de estetik olmak hiç zor değil ama biz nedense bir türlü beceremiyoruz…
Gel de kaybolma şu sokaklarda
Parikia’da tipik olan sadece mimari değil. Turizme rağmen kasabanın sokaklarında geleneksel hayat en doğal haliyle devam ediyor. Özellikle akşamüstlerinde sokaklarda dedikodu yapan teyzelere, tavla oynayan amcalara, bisiklet binen, koşturan çocuklara rastlayabilirsiniz.
Sokak aralarında kaybolunca rastladım bu aileye… Dünyanın bize hiç de uzak olmayan köşelerinde böyle huzurlu hayatlar var işte… Kısa bir sohbet de ettik. Çay içmeye çağırdılar, sağolun dedim, arkadaşlarımı bulmam lazım…
Kapı önüne asılmış çamaşırlar, tipik Yunan teyzeler…
Parikia’nın sosyal hayatı da hareketli. Sokak aralarında küçük, şirin kafeleri var. Sahil boyunca da kafe, taverna ve barlar sıra sıra dizilmiş. Seçin, beğenin, oturun. İsteyenler için Parikia’nın küçük butik ve dükkanlarla dolu bir alışveriş caddesi de var. Bir de eğer ilginizi çekiyorsa tarihi kiliseleri ve arkeoloji müzesini de ziyaret edebilirsiniz.
Parikia sokaklarındaki şirin kafelerden birisi
Kafeler özellikle geceleri gençlerden büyük rağbet görüyor.
Burası Parikia’nın alışveriş caddesindeki küçük bir meydan. Ben Yunan adaları seyahatlerinde alışverişe odaklanılmasına pek sıcak bakmıyorum ama en azından hediyelik eşyalarınızı buradan alabilirsiniz.
Akşamları sahil boyunca yürüyüş yapabilirsiniz.
Ya da kafelerden birine oturup günbatımına nazır Yunan biranızı yudumlayabilirsiniz.
NAUSSA
Her ne kadar adanın merkezi Parikia olsa da Paros’ta bütün olay adanın kuzeyindeki Naussa’da dönüyor. 2800 nüfuslu Naussa, tüm Kiklad Adaları’nın en güzel kasabalarından birisi olarak kabul ediliyor. Naussa’ya ilk varınca kasabanın meydanı aslında bizim Erdek, Edremit, Altınoluk gibi sahil kasabalarını andırıyor. Ama sokak aralarına bir anda Yunan adalarına ışınlanmış gibi oluyorsunuz.
Naussa, Parikia’nın 10 km kuzey doğusunda, birbirine bitişik iki küçük koyun etrafında kurulmuş. Tam kartpostallık bir görüntüsü var.
Sadece genel görünümü değil sokak araları da tam kartpostallık. İnsanın göz zevkini fazlasıyla tatmin ediyor.
Adamlar bu estetik görüntü için üşenmeyip uğraşıyorlar tabii. Herkes kendi evinin, işyerinin önündeki taşların arasındaki beyaz boyaları sürekli tazeliyor.
Naussa’da bazı sokaklar böyle denize açılıyor. Şu açık mavi kapılı ev sizin olsun istemez miydiniz mesela? 🙂
Parikia’nın sokakları evet çok güzel ama Naussa’nınkiler ayrı güzel. Küçük, kutu gibi beyaz evler, taş döşenmiş dar sokaklar, küçük meydanlar, minicik kiliseler, tavernalar, barlar, butikler… Şıklığı da bizim Alaçatı’ya benziyor. Zaten tekneleriyle gelen çok fazla turist var. Naussa’nın geceleri ayrı bir güzel, çekici oluyor. Her yer ışıl ışıl, mekanlar tarz.
İşte küp şeker gibi evlerden bir tanesi 🙂
İnsan bu sokaklarda, hava sıcak olmasa, sıkılmadan saatlerce yürüyebilir!
Küçük meydanlar var demiştim, gerçekten de küçük.
Parikia’daki kadar olmasa da Naussa’da da geleneksel hayat da devam ediyor. İşte kasabanın manavlarından bir tanesi.
Naussa malum bir balıkçı kasabası. O yüzden kayıklar da Naussa manzarasının olmazsa olmazlarından.
Kurutulmak üzere bırakılmış ahtapotlar da öyle…
LEFKES KÖYÜ
Lefkes, Paros’un tam ortasında, dağ yamacına kurulu, şirin ve tabii ki huzurlu, sakin bir köy. Naksos’a bakan manzarası var. Evleri adanın kalanında olduğu gibi beyaz boyalı ve renkli çiçeklerle süslenmiş, sokakları da dar ve taş döşeli. Nüfusu da sadece 500 civarında. Buna rağmen küçük kahveleri, sokak aralarına gizlenmiş aile işletmesi restoranları var.
Paros’un içi kesimlerinde yer alan Lefkes’e giderken yolların manzarası böyle.
Lekfes’in tepeden görüntüsü
Köyün tertemiz sokakları
İnsan Yunan adalarındaki köylerin sokaklarda gezinirken, neredeyse her Yunan adasında, mimarisini çok iyi korumuş, geleneksel yaşantının devam ettiği köyler varken bizde neden yok diye içinden geçirip üzülüyor. Malum bizde mimari özelliği olan nadir köy ve kasabalar da kitle turizminin etkisiyle bütün özelliğini yitiriyor. Sözde muhafazakar ve geleneksel bir milletiz ama geçmişin kıymetini maalesef hiç bilmiyoruz.
Köy sakini yaşlı bir teyze
Lefkes’in böyle küçük bir de meydanı var. Otur, arkadaşlarınla bir şeyler iç, sohbet et, kitabını oku, yazını yaz. Hiç olmadı Instagram’a fotoğraf yükle.
Köyün sakinleri gibi otorup gıybet yapmak da bir diğer seçenek 😀
Meydanda, akşamları amcaların toplaştığı böyle tipik bir kahvehane de var.
DİĞER YERLER
Eğer yeterli vaktiniz olursa Paros’un diğer geleneksel köyleri Marpissa ve Aliki’yi de ziyaret edebilirsiniz. Bir de Paros’un hemen karşısında, Parikia’dan 30 dakikada ya da Pounta’dan 10 dakikada geçebileceğiniz, nüfusu 1000’in biraz üzerinde olan Antiparos adası var…
PAROS’UN EN GÜZEL PLAJLARI
Paros’ta plaj çok ama biz üç tanesine gidebildik sadece. Tatilin son günleri olduğu için biraz keyif yapalım dedik. Plajların hemen hepsi organize plajlar, yani şezlongları ve bir işletmesi var.
SANTA MARİA PLAJI
Adanın kuzeydoğusunda. Naussa’ya çok yakın. Arabayla 5 dakikada gidiliyor. Beyaz kumlu denizi yürü yürü derinleşmeyen cinsten. Tek farkı, denizin tüm kalabalığa rağmen Çeşme’nin popüler plajlarından çok daha temiz olması. Plajın aynı isimdeki işletmesi de gayet kaliteli. Barında keyifli, iyi müzikler çalıyor. Gelen kitle de ağırlıklı olarak Yunan ve İtalyan gençlerden oluşuyor. Bütün gün deniz keyfi yapmak isteyenler için oldukça ideal.
Santa Maria Beach Bar
Şu suyun güzelliğine bir bakın! Tam karşısı Naksos adası…
Plajda şezlong ücreti 4 Euro.
MARTSELO PLAJI
Adanın batısında, Parikia’ya yakın mesafede bir plaj. Parikia Koyu’na bakıyor zaten. Burası da Çeşme’nin plajlarına benziyor. Denizi enfes. Paradiso Club isminde bir de işletmesi var.
Martselo Plajı
Martselo Plajı’nda da şezlong ücreti 4 Euro ama isterseniz havlunuzu serip uzanabilirsiniz. Kimse bir şey demiyor.
PUNDA PLAJI
Eğer çoğu 18-20 yaş aralığında olan gençlerle kötü müzikler eşliğinde çılgınlar gibi dans etmek isterseniz, doğru yerdesiniz. Paros’un doğusundaki Punda Plajı’nda yer alan Punda Beach Club için bizi uyarmışlardı ama dinlemeyip gittik. Söyledikleri doğruymuş. Müzikleri ve ortamı bizi çok sarmadı ama genç arkadaşlar için oldukça keyifli olabilir.
Çılgın partilerin düzenlendiği Punda Beach Club
Biz tam gün batımında gittiğimiz için denize giremedik ama gündüz rengi turkuaz olsa gerek.
DİĞER PLAJLAR
Bize üç plaj yeterli geldi ama Naussa’nın batısındaki Kolympithres Plajı içimde kaldı. İnce kumların arasında kayalıkların olduğu bu plaja ben gidemedim, siz gidin en azından. Adadaki diğer bir popüler plaj da Hrisi Akti, turistlerin bildiği ismiyle Golden Beach, yani Altın Plaj.
PAROS’TA YEME, İÇME, GECE HAYATI
Malum küçüğünden büyüğüne tüm Yunan adaları sosyal açıdan çok hareketli. Adaların en küçük köylerinde bile kafeler, tavernalar, barlar var. Hem de her daim dolu. Tabii ki Paros’ta bundan fazlasıyla nasibini almış. Lezzetli deniz ürünleri yiyebileceğiniz sayısız restoran var. Hem Parikia’nın hem de Naussa’nın geceleri de hareketli.
Naussa’da geceleri denizin dibindeki tavernalarda ahtapottan midyeye istediğiniz deniz ürününü yiyebilirsiniz. Tabii yanında Yunan rakısı uzo ve dostlarla sohbet olmadan olmaz!
Sadece deniz kenarındaki değil, sokak aralarındaki mekanlar da çok keyifli.
Naussa’nın girişindeki ana caddede, çoğunlukla 20’li yaşların başındaki gençlerin gittikleri gece kulüpleri de var sıra sıra. Biz onlara gitmedik ama aklınızda bulunsun. Aşağıda Paros’ta en sevdiğimiz mekanları görebilirsiniz.
FOTİS CAFE – Naussa
Kahvaltı’dan başlayalım. Fotis Cafe Naussa’nın merkezinde, deniz kenarında. Yumurta ve portakal suyundan oluşan menüye 9.5 Euro verdim ben. Yanında tabii beyaz peynir, domates de servis ediliyor. Memnun kaldığımız için ertesi gün tekrar gittik.
BARBAROSSA TAVERNA – Naussa
Paros’un en meşhur restoranlarından birisi. Tamam, şık bir mekan, popüler olduğu için çok da kalabalık. Gelen tipler de çok düzgün ama yemekler sıradan. Servis yavaş. Gelenlerin çoğu muhtemelen bizim gibi sırf meşhur bir mekan olduğu için geliyor. Üstelik Yunan adalarındaki diğer mekanlara göre pahalı da.
Barbarossa’da yemekler mükemmel değil ama yine de gitmenizi isterim. Sadece beklentiyi çok yüksek tutmayın.
Ben kum midyeli makarna yedim. Güzeldi ama tadı damağımda kalacak gibi değildi. Yanında bira içtim. Ortaya da ahtapot, Yunan salatası ve yoğurt soslu patates söyledik. Kişi başı 35 Euro ödedik. Yunan adalarına göre oldukça yüksek bir tutar.
BARBAROSSA BAR – Naussa
Barbarossa Taverna’nın tam karşısında, küçük koyun öteki tarafında da Barbarossa Bar yer alıyor. Adanın Biz en meşhur mekanı. İster açık havada takılabilirsiniz, isterseniz de içeriye girebilirsiniz. Hemen yanında bir de Agosta diye bir mekan var. Orası da fena değil.
Barbarossa Bar… Tam karşısında, denizin diğer tarafında da taverna var.
Yunanlar bizim gibi artist olduğu için pek dans etmiyorlar ama mekanın içinde durum tam tersi. Oradakiler daha çok eğleniyor. Kokteyl fiyatları 10 Euro civarında.
PORTO CAFE – Naussa
Geceye başlamak ya da geceyi sonlandırmak için ideal bir mekan. Denizin hemen dibinde. Dalga sesleri eşliğinde bir şeyler içmek, sohbet etmek keyifli.
Porto Cafe
SQUARE – Naussa
Gece eğlencesinin üstüne bir de waffle ya da muzlu, çikolatalı ve dondurmalı nefis krepten yemek isterseniz buraya gidin. Adı üstünde, Naussa’nın ana meydanında. Hemen yanında da bir suvlakici var ama ismini hiç hatırlamıyorum.
ELAEA – Parikia
Limana 200 metre mesafede, sahilde yer alıyor. Güzel yemekler yedik, uzo içtik, kişi başı 15 Euro civarı bir ücret ödedik.
Elaea
APOLLON – Parikia
Parikia’da karnımız acıkınca şans eseri keşfettik ama oranın en ünlü tavernası çıktı. Kocaman bahçesi olan bir taverna. Dünyaca ünlü isimler Paros’a geldiğinde burada yemek yiyormuş. Fiyatları Barbarossa ayarında.
Apollon’un bahçesi
Duvarlarda Apollan’a gelen ünlülerin tavernanın sempatik sahibi Theo ile birlikte fotoğrafları var. Misal en sağdaki Sean Connery.
EVİNOS – Parikia
Parikia’nın sahil şeridinde, yüksek merdivenlerden çıkılan, denize tepeden bakan şık bir mekan. Akşam sohbetleri için ideal.
Evinos
Η ΠΕΖΟΎΛΑ ΤΗΣ ΛΙΧΟΥΔΙΆΣ – Lefkes
Lefkes sokaklarında gizli bir mekan. Belli belirsiz bir tabelası var. Meraktan girip baktık, dekorunu, manzarasını beğenince oturduk. Yaşlı bir teyzenin restoranı. Ev yemekleri, börek, çörek filan yapıyor. Teyze yiyecekleri mutfağa götürüp orada gösteriyor. Sanki anneanneniz ya da babaannenizin evi gibi hissediyorsunuz. 🙂
Restoranın ismini özellikle Yunan alfabesiyle yazdım çünkü başka türlü bulmanız zor. İlla merak ediyorsanız latin harfleriyle yazılışı “I Pezoula Tis Lihoudias”. Bu arada teyze çok da sempatik değil ama yine de gidilesi bir mekan.
PAROS’TA ULAŞIM VE ARABA KİRALAMA
Paros’ta rahatça hareket etmek, adanın köylerini ve farklı plajlarını gezmek istiyorsanız, tavsiyem kesinlikle araba kiralamanız olur. Eğer Naussa’dan kalıyorsanız, Parikia’da direkt liman civarındaki acentelerden kiralamak en makulü. Bizim bir kısmımız araba, bir kısmımız da ATV kiraladı. Tabii Paros turistik bir ada olduğu için bizim gibi işi son dakikaya bırakmamakta fayda var. Zira biz küçücük bir Hyundai kiraladık ve yoğun pazarlıklar sonucu günlük 50 Euro’ya anlaştık.
Paros’taki küçük Hyundai arabamız
Bir akşam da güzel güzel giyinmişiz, hazırlanmışız ama otelden yürümeye üşenip iki kişilik ATV’ye tam beş kişi bindik 🙂 Ama biz yaptık, siz sakın yapmayın! Tehlikeli şeyler bunlar.
Eğer araba kullanamıyorsanız ya da kiralamak istemiyorsanız otobüsle Parikia’da Naussa’ya ve bazı plajlara gidebilirsiniz. Parikia’da otobüsler hemen limanın sağından kalkıyor ve ücreti 1.80 Euro. Bu arada Paros’a varınca ya da dönüşte eğer gezmek isterseniz, otobüs terminalinin karşısındaki gemi acentelerine valizinizi bırakabiliyorsunuz. Kimisi ücretsiz. Ücretli olanlar da çanta başına 1 Euro filan alıyorlar saatlik ama daha korunaklı bir alanda tutuyorlar.
PAROS’A NASIL GİDİLİR?
Paros’a gitmek için Schengen vizenizin olması gerekiyor. Paros’un havalimanı var. İstanbul’dan Atina aktarmalı olarak uçabilirsiniz ancak fiyatlar oldukça yüksek oluyor. Daha ekonomik ve keyifli bir yol ise gemileri kullanmak. Paros’a Sakız Adası, Girit, Atina ve yakınlardaki Santorini, Mikonos, İos ve Folegandros gibi birçok adadan gemi seferleri düzenleniyor.
Biz Çeşme’den Sakız Adası’na geçip oradan Hellenic Seaways’in kocaman gemisiyle gittik Paros’a. Tek yön bileti 49 Euro’ya aldık. Gemi, Paros’a direkt gitmiyor. Yol üzerinde sırasıyla Samos, İkaria, Patmos ve Naksos adalarına da uğruyor. Yol toplam 12 saat sürdü ama hiç sıkılmadık. Gemilerde koltuk numarası yok. Biz en üstteki kafeteryanın olduğu kısımdaki koltuklara uzandık, arada uyuduk. Çok rahattı. Terasın da hemen yanındaydı. Gemi limanlarda durdukça terasa çıkıp fotoğraflar çektik. Sohbetler de cabası. Bu arada Sakız Adası’nda Hellenic Seaways biletlerini limanın hemen karşısındaki acenteden bastırmak gerekiyor. Acente sabah 7’den gece 10’a kadar açık.
İşte bizi Sakız Adası’ndan Paros’a götüren gemi. Gemi yolculuğu çok zevkli bir şey, özellikle de kalabalık grupla olunca. Devasa gemiye biniş anı bile insanda nostaljik bir seyahat hissiyatı uyandırıyor.
Geminin içinde yiyecek içecek satılan kafeteryalar da var. Aklınıza hemen wi-fi da gelecek ama maalesef gemilerde kablosuz internet bağlantısı bulunmuyor. Cep telefonu operatörleri de birçok yerde çekmiyor.
PAROS’TA NEREDE KALINIR?
Biz Naussa’da Astoria Apartments isminde bir otelde kaldık. Naussa’nın göbeğinden otele 7-8 dakikada yürünüyor. Yeşil panjurları olan bir aile işletmesi. Lüks değil ama temiz ve konforlu. Otelin avulusu da çok güzel. Biz kişi başı gecelik 30 Euro ödedik. Bu arada belirtmekte fayda var, otelde şampuan, duş jeli gibi banyo malzemeleri yok. Yanınızda götürmeyi unutmayın. Bizim geç check-out yapmamıza da izin veren otelin sahibi Vasilis ile konuştum. Rezervasyonu e-posta (nta_vas@yahoo.gr) direkt kendisine yapıp benden selam söyleyenlere booking.com fiyatı üzerinden %15 indirim yapacak. İsmimden hatırlamayabilir, o yüzden bu yazının linkini de mail adresinde yollarsanız iyi olur 🙂
Astoria Apartments’ın girişi
Bu da akşamları bazen derin bazen de neşeli sohbetlere tanıklık eden avlusu
INSTAGRAM: @orcundalarslan
ŞU YAZILAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:
FOLEGANDROS: İlk görüşte aşık olacağınız Yunan adası
İOS: Yunanistan’ın parti adası